TUĞÇE ALTINSOY >> Stres, yoğun rekabet ortamı, geçim derdi derken rahat bir uyku birçok kişi için hayal olmuş durumda. Özellikle ekonomik kriz günleri uyku sorunu yaşayanların sayısının tüm dünyada artmasına neden oluyor. Söz konusu kriz ve geçim derdi olunca Türk insanı da payına düşeni alıyor elbette.

Uyku uzmanları son yıllarda uyku bozukluklarının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye?de de daha sık görüldüğüne dikkat çekiyor. Rakamlar da artan talebi ortaya koyar nitelikte. Ocak 2010 itibariyle üye sayısı 700?e yaklaşan Türk Uyku Tıbbı Derneği?ne akredite olan laboratuar sayısıysa 30?a ulaşmış durumda…

Bozukluklar arasında yer alan uyku-apne sendromu en az diyabet sorunu kadar yaygınlaşmış durumda. Bu sendromun Türk toplumunda görülme sıklığı yüzde 5?ler düzeyinde. Uyku bozuklukları dendiğinde 90?ı aşkın başlık altında teşhis ve tedavi edilen sendrom olduğunu da belirtelim…

Uyku bozuklukları kişinin yaşamında performans bozukluklarına, verimsizliğe ve hatalara yol açıyor. Bu sorunu yaşayan kişiler yorgun, isteksiz ve verimsiz çalışıyorlar. Daha sinirli ve kırıcı oluyorlar. İş verimleri düşüyor ve normalden daha uzun sürede işlerini bitiriyorlar.

Uykusuzluğun en önemli yansımalarından biriyse, bağışıklık sisteminin çökertmesi. Bu şekilde kişi enfeksiyonlara daha açık hale geliyor. Yine son zamanlarda uykusuzluğun kilo alma ve verememe üzerine etkileriyle şeker hastalığına yatkınlık yarattığı da tespit edilmiş durumda.

Acıbadem, Florance Nightingale, Memorial, Yeditepe Üniversitesi gibi hastanelerdeki uyku laboratuarlarının dışında butik uyku merkezlerinin sayısı da günden güne artıyor.

Hekime ne zaman gidilmeli?

Uyku bozuklukları ve uyku sırasında teşhis edilen hastalıklara yönelik tedaviler sunan merkezlerden biri Uykum Uyku Bozuklukları Merkezi… Merkezin kurucusu Prof. Dr. Hakan Kaynak, günümüzde uyku bozukluklarının birkaçının bir arada görülebildiğini, bazılarının da uyku sırasında kötüleştiğini belirtiyor.

Bir kişinin uyku merkezine başvurma kararı alması için, öncelikle uykusunun bozulmasından önceki dönemle ilgili değerlendirme yapması gerektiğini anlatan Kaynak, ?Kişi, uykuyla ilgili sorun yaşamadığı dönemden sapma olduğunda bunu normal karşılamayıp uyku bozuklukları merkezlerine başvurmalı? diyor.

Uyku uzmanları, özellikle uykuya dalmakta güçlük çekenlerin, gece boyunca sık sık uyananların, sabah erken saatte uyanıp tekrar uyuyamayanların, sabah yorgun uyanıp gün içinde yine yorgun ve uykulu olanların uykularıyla ilgili bir bozuklukları olabileceğini ifade ediyor. Ancak hekime gitme ihtiyacının oluşması için bu şikayetlerin birkaç gün değil, en az bir ay gibi bir süreyle devam etmesi şartı arandığını da ekliyor.

Türk insanında en sık görülen bozukluklar arasındaysa, uykuya dalma ve sürdürme güçlüğü, horlama ve uykuda nefes durmalarıyla seyreden obstrüktif uyku-apne sendromu, huzursuz bacak sendromu, gündüz aşırı uykululuk, uykuda yürüme-bağırma konuşma, uykuda yemek yeme, uykuda ortaya çıkan saldırgan davranışlar ve sara nöbetleri yer alıyor.

Orta yaş risk taşıyor

Uyku merkezlerine giden hastalar genellikle yatarak teşhis ve tedavi edilebilen hastalıklar için başvuruda bulunuyor. Ayrıca horlama, uykuda solunum durması, huzursuz bacak sendromu ve uyku sırasında periyodik hareket bozuklukları olan kişiler de bu merkezlerin ziyaretçileri arasında yer alıyor.

Uyku uzmanları, bu gibi bozuklukların her yaşta görülebileceğini belirtiyor. Ancak özellikle orta yaştaki kişilerde riskin arttığına da dikkat çekiyor. Zaten uyku merkezlerine giden kişilere bakıldığında, uykunun iş ve sosyal hayattan en çok etkilendiği 30 yaş üstü grubun ağırlık kazandığı görülüyor.

Yine bazı uyku bozuklukları da belli yaşlarda cinsiyet ayırımı gösterebiliyor.  Türkiye?de en sık görülen bozukluğun uykusuzluk olduğunu belirten Somnus Uyku Bozuklukları Merkezi Kurucusu Doç. Dr. Zerrin Pelin, bu sorunun daha çok kadınlarda görüldüğünü söylüyor. Horlama ve uykuda nefes durmalarının ise erkeklerin daha sık yaşadığını anlatan Pelin, ?Ancak menopoz sonrası uyku bozukluklarında kadın-erkek oranı birbirine yaklaşıyor? diyor.

Yine uyku-apne sendromu da sıklıkla erkeklerde görülürken huzursuz bacak sendromunu daha çok kadınlar yaşıyor. Ancak uyku-apne sendromu bile menopoz sonrasında kadınlarda artarak erkekteki sıklığına ulaşabiliyor.

Hepsi tedavi edilebiliyor

Uyku merkezine gelen hastanın öncelikle şikayetlerinin başlangıcı, süresi, değişimi ve altta yatan sebepleri sorgulanıyor. Bunun için kişi önce muayene ediliyor ve sorunun nereden kaynaklandığı belirleniyor. Bozukluğun uykuda ortaya çıkan bir solunum sıkıntısından kaynaklandığı düşünülüyorsa ?polisomnografi? adı verilen ve bir gece uyku merkezinde yatışı gerektiren bir planlama yapılıyor.

Sorun klinik muayeneyle çözüme ulaştırılabiliyor ve örneğin hastanın huzursuz bacak sendromu olduğu düşünülüyorsa bazı kan tetkikleri yapılıp ilaç tedavisi uygulanıyor. Sevindirici haber, bu alanda tedavi edilemeyen bir hastalığın olmaması…

Uyku uzmanlarına göre, bozuklukların bir bölümü genetik kökenli, bir kısmı kişinin anatomik yapısıyla ilişkili. Diğer kısmıysa psikojenik rahatsızlıklar sonucu ortaya çıkıyor. Bunların yanı sıra vücutta bazı maddelerin eksikliği sonucu meydana gelenler de bulunuyor.

Ekonomik kriz sonrasında uykuya dalma ve sürdürme güçlüğü çeken hastaların sayısında artış olduğuna değinen Doç. Dr. Zerrin Pelin, ?Düşüncelerin çok yoğun oluşu, kişilerin rahatlayıp uykuya dalmasına engel teşkil ediyor? diyor.

Sürede genler etkili

Uzmanlara göre uyku süresi genetik faktörlerin etkisiyle kişiden kişiye değişiyor. Bu süre 4 ila 11 saat arasında. Kısa bir süre uyuduğu halde ertesi gün fonksiyonlarında değişiklik olmayanların sayısıysa çok fazla değil. Türkiye?de toplumun sadece yüzde 10?unun 6 saatin altında bir uykuyla hayatını sürdürdüğü biliniyor. 8 saatten daha uzun süre uyuyanlara, kısa süre uyuyanlara oranla daha sık rastlanıyor. Bu kişilerin oranı yüzde 15?e kadar yükseliyor.

Prof. Dr. Hakan Kaynak, sağlıklı ve kaliteli bir uykunun 8 saat olması gerektiği söylemiyle ilgili olarak şunları söylüyor: ?Genelde 7-8 saat uykunun sağlıklı ve yeterli olduğu düşünülüyor. Ancak bu, toplumun sadece yüzde 75?i için geçerli bir doğruluk taşıyor. Bunun altında ve üstünde uyku sürelerimiz de elbette olabilir. Başka bir deyişle bazılarımız 8 saatten daha az veya çok uykuya ihtiyaç duyabiliriz. Ve bu sürenin zorlanması çoğunlukla uyku sorunlarına neden olabilir.?

Teste girmek 1.000 lira

Uyku merkezlerinde diğer kliniklerde olduğu gibi hastalar öncelikle muayene ediliyor. Sonrasında gerek görülürse tetkikleri istenip değerlendiriliyor ve tedavi aşamasına geçiliyor. Dolayısıyla tedavi vizite ücretiyle sınırlı. Ancak hastalıkların teşhisi için bazen uyku testine başvuruluyor. Bu testin ücreti türüne göre değişiyor. Standart bir testte hasta bir gece boyunca merkezde yatırılarak uykusu kaydediliyor. Özel merkezlerde asgari bin 130 lira ücret ödeniyor. Dolayısıyla 200 ila bin 500 lira arasında değişen ücretlerden söz etmek mümkün. Elbette kamu hastanelerinde herhangi bir ücret ödemeden bu işlemler yapılabiliyor.

Ancak uyku bozuklukları uzmanlığı Türkiye?de henüz ihtisas aşamasına gelmediğinden, testi yapan ve değerlendiren hekimi seçerken Türk Uyku Tıbbı Derneği tarafından akredite edilmiş olmasına dikkat etmek gerektiğini belirtelim…

150 bin TL?ye kurulabiliyor

Uyku merkezi kurmak için yaklaşık 150 bin liralık yatırım yapmak gerekiyor. Bu yatırımın dışında kullanılan malzemeler, yalnızca bir kez kullanılıp atıldığından merkeze yatan her hasta için yapılan sarf masrafı da bulunuyor.

Uyku bozuklukları birçok tıp branşının birlikte çalışmasını gerektiren farklı hastalıkları içinde barındırıyor. Nöroloji branşı tüm uyku bozukluklarına bakabilecek beyinle ilgili bir eğitim süreci geçirdiğinden birçok uyku bozukluğunun tedavisini üstlenebiliyor. Ancak göğüs hastalıkları uzmanları, kulak-burun-boğaz uzmanları, diş hekimleri ve kardiyologlar da uykunun özellikle horlama ve solunum bozukluğuyla ilişkili hastalıklarında uyku merkezlerinin bünyesinde yer alıyor.

Belli başlı uyku merkezleri

>> Somnus Uyku Bozuklukları Merkezi (İstanbul) 0216 411 01 33

>> Uykum Uyku Bozuklukları Merkezi (İstanbul) 0212 284 10 42-43

>> Uyku Hastalıkları Tanı ve Tedavi Merkezi (Ankara) 0312 355 21 10 / 1307

>> MedArt Uyku Bozuklukları Merkezi (Ankara) 0312 284 84 34

>> Uyku Araştırmaları Laboratuarı (Ankara) 0312 428 68 30

>> Dr. Suat Seren Uyku Bozuklukları Merkezi (İzmir) 0232 433 33 33

>> Acıbadem Uyku Laboratuarı 444 55 44

>> Florence Nightingale Uyku Bozuklukları Merkezi 0 212 444 0 436

>> Memorial Uyku Bozukluğu Merkezi 444 7 888

>> Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Uyku Bozuklukları Kliniği 0 216 578 42 72

Kaliteli bir uyku için öneriler

>> Yatmadan dört saat önce alkollü ve kafeinli içecekler almayın.

>> Gece uyku saatine yakın nikotin kullanımından sakının.

>> Yatmadan önce sakinleştirici ilaçlar, antihistaminikler almayın.

>> Ağır yiyeceklerden kaçının, hafif yemekler yemeyi tercih edin.

>> Düzenli olarak günlük egzersiz yapılmalı ancak yatış zamanından 6 saat öncesine kadar ağır egzersizlerden kaçının.

>> Yatmadan önce hafif bir yemek, ılık bir duş sağlıklı bir uykuya yardımcı olur.

>> Yatak odasının karanlık ve sessiz olmasını sağlayın, yatak odasında aşırı ısıdan kaçınılmalı.

>> Sadece kendinizi uykulu hissettiğinizde uyumaya çalışın.

>> Her gece aynı saatte yatmaya özen gösterin.

>> Sırtüstü yerine yan yatmaya alışın.

>> Eğer uykuya dalmakta veya uykuyu devam ettirmede güçlük çekiyorsanız yatak odasından çıkın, kitap okumak, müzik dinlemek gibi hafif aktivitelerle meşgul olun.

>> Yatak odası dışında başka bir yerde uykuya dalmayın, sadece uykunuz geldiğinde yatak odasına girin.

>> Yatak odanızı oturma odası (kitap okumak, TV izlemek) gibi kullanmayın.

>> Yataktan kalkma zamanınız hafta sonları ve çalışmadığınız günlerde bile düzenli olmalıdır.

>> Uyku öncesinde sizi rahatlatan günlük alışkanlıklar edinin ve bunları tutarlı bir şekilde devam ettirin. Kitap okumak, egzersiz yapmak, müzik dinlemek gibi aktiviteler için günlük programınız olsun.

>> Gündüzleri ?şekerleme? yapmayın…

(Para Dergisi)



sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın