Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan mayıs ayı sanayi üretim rakamlarını değerlendirdi. Ergün yaptığı açıklamada, Sanayi Üretim Endeksinin mayıs ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8 oranında oldukça ciddi ve tatmin edici bir artış gösterdiğini kaydetti.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, sanayi üretimindeki artışın yılın ilk ayları kadar yüksek çıkmamasını normal karşılamak gerektiğini belirterek, ”Mayıs ayı rakamını çok yüksek hızdan normal hıza geçmek olarak anlamak daha doğru olur” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Ergün yaptığı yazılı açıklamada, sanayi üretimi verilerini değerlendirdi. Sanayi Üretim Endeksinin mayıs ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8 oranında oldukça ciddi ve tatmin edici bir artış gösterdiğini kaydeden Ergün, artışın yılın ilk ayları kadar yüksek çıkmamasını normal karşılamak gerektiğini, mayıs ayı rakamını ”çok yüksek hızdan normal hıza geçmek” olarak anlamanın daha doğru olacağını ifade etti.

Çift haneli büyüyen tek ekonomi

Türkiye’nin, 2010 yılında yüzde 8,9’luk bir büyüme oranı yakaladığını, dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri olduğunu hatırlatan Ergün, bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 11 oranında büyüyen Türkiye’nin, dünyada çift haneli büyüyen tek ekonomi olmayı başardığını kaydetti.

Gerek ilk çeyrek rakamı, gerekse ikinci çeyreğe ilişkin öncü göstergelerin, ülkenin bu yıl da önemli bir büyüme yakalayacağını gösterdiğine işaret eden Ergün, 2011 yılında yüzde 7’ler seviyesinde bir büyüme rakamının yakalanacağına inandığını ifade etti.

Aylık veya yıllık rakamlara bakarken, orta ve uzun vadeli planları sürekli akılda tutmak gerektiğine dikkati çeken Ergün, şunları belirtti:

”Türkiye’nin küresel krizden bu yana gösterdiği performans son derece önemli ve değerlidir. Ancak Türkiye’nin daha yapacak çok işi olduğunu sürekli hatırlamak gerekir. Bu nedenle, her rakama bakarken, o rakamın 2023 hedeflerimiz doğrultusunda nereye oturduğunu da bakmalıyız. Mayıs ayı sanayi üretim endeksi, Türkiye’nin üretime dayalı ve sürdürülebilir bir büyüme eğilimine sahip çıktığını göstermesi bakımından da son derece önemlidir. Türkiye’nin bu başarılara ulaştığı ortamı da iyi analiz etmeliyiz. En önemli ihracat pazarımız Avrupa’da ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Son olarak Moody’s Portekiz’in kredi notunu düşürdü. Yine Moody’s birçok Avrupa Bankası’nın stres testinden geçemediğini açıkladı. Türkiye”nin başarısını bu gerçeklerle birlikte değerlendirmek gerekiyor.”

Gerçek gündemlerinin, ekonomi ve üretim olduğunu, seçim ortamında dahi ekonomiye dönük motivasyonlarını en üst düzeyde tuttuklarını vurgulayan Ergün, bütçe dengelerini koruduklarını, KOBİ’ler için otomotiv ve makine gibi sektörler için strateji belgeleri açıkladıklarını anımsattı.

Ekonomi yönetimini daha etkili hale getirmek için kamuda yeni bir yapılanmaya gittiklerini belirten Ergün, ”Artık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı adı altında çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bakanlığımızın bu yeni kimliği, üniversite-sanayi işbirliğinin tesisi ve üretim yelpazemiz içinde ileri teknolojili ürünlerin payını artırmada önemli bir rol üstlenecektir. Türkiye’nin ihtiyacı sadece üretmek değil, kaliteli, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli bir üretim yapmaktır” ifadelerine yer verdi.

Nisbi bir yavaşlama söz konusu

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı C.Tanıl Küçük de Mayıs ayı Sanayi Üretim rakamları ile ilgili olarak, “İlk beş ayın sonuçlarına bir arada baktığımızda, aylık artış oranlarında nispi bir yavaşlama söz konusu. Ancak Mayıs ayı dahil bu oranların geçen yılın aynı aylarındaki yüksek oranlı artışların baz etkisine rağmen elde edildiğini düşündüğümüzde, üretimdeki yükseliş eğiliminin halen devam ettiği görülüyor. Sanayi üretiminin ilk beş ayda ortaya koyduğu tablo, 2011 için öngörülen büyüme oranının epeyce aşılacağına işaret etmektedir. Nisan ve Mayıs ayı sanayi üretimi verilerine bakarak, ilk çeyrekteki kadar olmasa da, ikinci çeyrekte yine yüksek bir büyüme oranı ile karşılaşacağımız şimdiden söylenebilir. Mevcut durumda, büyümeye yüksek cari açık oranının eşlik etmesi memnuniyetimizi bir miktar gölgelemekte. Bununla birlikte, cari açığa karşı son dönemde artan hassasiyet ve konunun önemle gündeme gelmesi, bu sorunu kalıcı şekilde çözecek adımların yakında atılacağı yönündeki ümidimizi güçlendirmektedir” açıklamasını yaptı.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın