İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2010 Türkiye?de Japon Yılı etkinliklerinin ardından iki ülke ticari ilişkileri ile ilgili önemli bir çalışmaya imza attı. İTO?nun prestij yayınları arasında hazırlanan ?Türk-Japon Ticaret İlişkileri? isimli kitap, iki ülke arasındaki ticari ilişkileri ilk örnekleriyle anlatarak, tarihe ışık tutuyor.

İki ülkenin ticari ilişkileri, 19. yüzyıl sonlarına doğru dışa kapalı ticaret anlayışına son veren Japonya?da, Torajio Yamada isimli genç girişimcinin Beyoğlu?nda açtığı küçük dükkanın ardından 2. Dünya Savaşı sonrası daha resmi boyut kazandı.

Barış Anlaşmas’ndan sonra güçlenen ticaret

Japon malları, 8 Eylül 1951?de ABD?nin San Fransisco kentinde iki ülke arasında imzalanan Barış Anlaşması?ndan sonra Türkiye piyasasında daha fazla boy göstermeye başladı. Anlaşmanın getirisi olarak, Japon sermayeli şirketlerin Türkiye?de yatırıma başlaması ile iki ülkenin ticari temelleri önemli ölçüde güçlendi.

?Türk-Japon Ticaret İlişkileri? kitabında sadece Türkiye ile Japonya arasındaki ticari ilişkilerin tarihi ve geldiği nokta değil, Uzakdoğu?daki bu küçük ada ülkesinin nasıl bu kadar kısa sürede dünyanın önde gelen devletlerinden biri olduğu da irdeleniyor.

Uluslararası konsorsiyuma uzanan yolculuk

Kitapta Japonya?nın Osmanlı İmparatorluğu?nda açtığı ilk konsolosluğa, Japon işadamlarının girişimiyle Anadolu?da açılan iş yerlerine, Japon sermayeli şirketlerin Türkiye?de ön plana çıkmasına vurgu yapılıyor. Tarihi sürecin ardından, Asya ve Avrupa?yı birbirine bağlayan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü?nün yapımında Japon firmaların oynadığı rol ve son olarak Marmaray Projesi?nde Japon şirketlerin de ortak olduğu çok uluslu bir konsorsiyum hatırlatılarak, iki ülke ilişkilerinin kısa sürede nasıl büyüdüğü ortaya çıkarılıyor.

Yalçıntaş: Japonya, uzaktaki evimiz

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, İTO olarak böylesine geniş kapsamlı bir çalışmayı yayınlamaktan gurur duymalarının iki nedeni olduğunu söyledi. ?Birincisi; Türkiye?ye Osmanlı döneminde gelen ilk Japon işadamına İTO yardımcı olmuştu. Onun için bu kitabı desteklemenin bizim için manevi bir anlamı var? diyen Yalçıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Kitabın ikinci önemi de; 2010 yılı Türkiye?de Japon Yılı olarak kutlandı. Bu vesileyle, dostlukları bazı devletlerin tarihinden çok daha eski olan iki ülkenin ilişkilerinin bugününe ve yarınına bir katkıda bulunmak istedik. Çünkü biz Japonya?yı ?uzaktaki evimiz? gibi görüyoruz. Bu iki kadim dost ülkenin müteşebbisleri, bu kitapla ortaya konan tarihsel geçmişimizden ve bağlarımızdan yararlanacak, daha da başarılı işbirlikleri sağlayacaklardır. Bu başarı, her iki ülkenin de yararına olacaktır.?


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın