Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD) 28-29 Mayıs 2011 Cumartesi ve Pazar günü Edirne Genç Girişimciler Derneği?nin konuğu olarak ?Anadolu Buluşmaları? adı altında Edirne?de ?Edirne?de İş Dünyası İçin Yeni Açılımlar ve Fırsatlar? isimli panelde Edirne?nin nabzını tuttu. EGD üyeleri panelde Edirne?nin ekonomik sorunlarını dinledi. Panelin sunuş konuşmasını yapan Edirne Genç Girişimciler Derneği Başkanı Nevser Eraslan ?Genç Girişimciler olarak yaptığımız bu ilk panelde EGD?yi ağırlamanın sevincini yaşıyoruz. Edirne?nin ekonomisindeki sorunlarının biz girişimciler için masaya yatırılması çok önemli. Bu yüzden bu panelden çıkacak sonuç hepimizi yakından ilgilendiriyor. Turizm ve tarıma dayalı bir ekonomi ile ayakta kalmaya çalışan Edirne?de sanayi yok denecek kadar az. Bu yüzden yatırımcının dikkatini çekmemiz ve temiz bir sanayi için kapılar açmamız gerekiyor? dedi.
28 Mayıs Cumartesi günü saat 14.00?de ETSO toplantı salonunda düzenlenen panelin açış konuşmasını yapan Edirne Vali Yardımcısı Abdullah Aslaner ?Genç Girişimciler Derneği Düğmeye basmış ve sizleri ETSO, borsa, EDESOB, valilik, kültür turizm il müdürü ile bir araya getirmiş. Eskiden deniz, kum, güneş diye bir slogan vardı. Artık bunlar yavaş yavaş kırılmaya başlıyor. İnanç turizmi, kültür ve doğa turizmi gibi yeni alternatiflerle turizm çeşitleniyor. Genç girişimcilerin, turizmcilerin el atması ile kısır döngü kırılacak. Genç girişimciler, iş adamları ve kurumların turizme el atması ile buradan çıkacak kararların çok daha iyi olacağını düşünüyorum? diye konuştu.
Edirnelilerin önceliği turizm ve tarım
EGD Danışma Kurulu Üyesi Yüksel Uysal?ın başkanlık yaptığı panelin konuşmacıları; Belediye Başkan Yardımcısı Hakan İnci, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Edirne Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı, ETSO Yönetim Kurulu Üyesi Özay Öztürk, EDESOB Başkanı Emin İnağ, Dünya Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt idi. Edirne Kültür Turizm İl Müdürü İrfan Özcan da Ekonomi Gazetecilerinin turizm ile ilgili sorularını yanıtlayarak Edirne?deki turizm gelişmelerini anlattı ve panele katkıda bulundu.
Açış konuşmalarından sonra panelin ilk konuşmasını yapan Belediye Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda iş adamı olan Hakan İnci, 2006-2008 yılları arasında Edirne?nin turizm ve ekonomisi üzerine çalışmalar yaptıklarını belirterek özellikle turizm konusunun öne çıkması gerektiğini ve bu konuya ağırlık verdiklerini söyledi.
Özellikle turizm konusunu ön plana çıkarmak amacıyla Türk-Bulgar Turizm Kültür Değişimi altında bir merkez kurduklarını belirten İnci, birçok tespitler yaptıklarına işaret etti. Yalnız alt yapının tamamlanması otellerin açılması ile turizmin gelişmeyeceğine dikkat çeken İnci, taksiciden minübüs şoförüne kadar yerel toplumun da pisikolojik olarak hazırlıklı olması gerektiğini söyledi .
Yatırımcı konusuna da değinen Hakan İnci ?yatırımcı durumu iyi görürse gelir? diyerek olaya ekonominin dışında farklı bir boyut getirmek istediklerini vurguladı.
Farklı boyutları Bulgaristan?da Burgaz ve Yambol kentinde yaptıkları toplantılar ile açıklayan İnce ?Buraya turizm ile ilgili aktörleri davet ettik. Baktık ki Edirne?de çok ciddi ara eleman eksikliği var. Otel eksiği var . Edirne?de 35 gence ara eğitimi verildi. Bulgaristan?da da aynı şekilde 35 gence ara eğitmi verildi. Eğitim vermekteki amaç bu gençleri vasıflı hale getirmek içindi. Bu eğitimi alan gençlerin birkaçı sektörde kaldı. Diğerleri dışarıda iş buldu.?
Üç-dört yıldızlı otellere ihtiyaç var
Aynı zamanda iş adamı olan Hakan İnci, 3 tane 4 yıldızlı otel inşaatının olduğunu belirterek yeni yetişecek neslin turizme hazır olması gerektiğini kaydetti. Anıtlar Kurulu ile handikapları olduğunu bu yüzden otopark konusunda henüz iyi yeterli düzeyde gelen misafirlere hizmet veremediklerini ifade eden İnci ?Otopark konusunda handikapımız var. Kentimizi ziyaret eden misafirlerimizin ihtiyaçlarını gidermek istiyoruz. Belediye olarak çalışmaları sürdürüyoruz? dedi.
İnci, turizm konusunda yaptıkları çalışmaları arasında Selimiye Camii?nin UNESCO kültür listesine alınmasının da bulunduğunu söyledi. Ayrıca Sedef Kule projesinden bahseden İnci ?Finans ve ihale aşamasındayız. Yap işlet devret modelini uygulamak istiyoruz olmazsa belediyenin imkanları ile yapılacak. Bütün antenler, televizyonlar kulede toplanacak. Buradan gelir elde edilecek. Restoran, kafeterayalar olacak. Döner kulede yemek yerken hem Bulgaristan?ı hem de Yunanistan?ı görme imkanı olacak? dedi.
Gelen misafirleri ağırlayacak yeterli tesisiniz var mı? sorusuna yanıt veren inci ?300 kişilik grubu ağlayacak tesislerimiz yok. Turistlerin hizmet alması çok önemli. Belediye olarak turizmciyi ve yatırımcıyı destekliyoruz. Lokomotif sektörümüz tarım fakat bir şey gelişecekse turizm olmalı? dedi. İnci, bir soru üzerine turizmle ilgili gelecek yatırımcılara sıcak baktıklarını, taşmalardan dolayı nehir kenarlarında tesis yapamadıklarını belirtti.
Gençler iş bulmak için Çorlu’ya gidiyor
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Edirne Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı, rahmetli Nezih Demirkent ile başlayan Edirne vizyonu ile ilgili yapılan toplantılara değindi. ?Aramızdaki kısır çekişmelerden dolayı bir yere varamadık? diyen Yardımcı ?2000?li yıllarda çok düşündük, turizm kendi kendine kalkınmaz dedik. Ulusal basını Edirne?ye çağırdık. Gezdirdik, toplantı sonunda onlara Edirne ile ne gibi eksiklik gördüklerini sordum. İki yıl sonra ulusal basını getirdiğimize iyi yaptığımızı anladık ve sonuçlarını gördük?şeklinde konuştu.
En büyük sıkıntılarının turist diye kabul ettikleri günübirlik ziyaretçilerin olduğuna dikkat çeken Mustafa Yardımcı ?Kalacak yer olmadığı için günübirlik geliyorlar. Bunun için otellere ihtiyaç var ve yapılıyor. Edirne?yi yalnız turizm kenti olarak değerlendirmemek, tarım kenti olarak da düşünmek lazım. Tarım da iyi gitmiyor. Gençler iş olmadığı için çalışamıyor. Para harcamak istese para harcayacak yer yok.?
?Ben de tarımcıyım? diyen Mustafa Yardımcı nüfusun azalmasından dolayı Edirne?nin milletvekili sayısının 4?den 3?e düştüğünü belirterek göç vermekten özellikle gençlerin yakın illerde iş bularak gitmelerinden memnun olmadıklarını söyledi.
Sigorta yerine yeşil kart tercih ediliyor!
Her şeyden önce kurumlar arasında ahenk olmamasından da şikayetçi olan Edirne Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı, tekstilin yok olduğunu, teşvikle açılan iki fabrikanın da kapandığını, kaliteli iş gücü sıkıntısı çektiklerini, yeterli kalitede eleman bulamadıklarını söyledi. Yeşil kartın sigortalı olmaktan daha kıymetli olduğunu anladığını belirten Mustafa Yardımcı, bunu başından geçen bir olay ile şöyle anlattı. ?Kendi işyerimde roman vatandaşları sigorta ettik. Ertesi gün ?yaktın bizi beyau patron? diyerek büromu bastılar. Neden diye sordum. Sigorta yaptığım içinmiş. Anladım ki yeşil kart sigortalı olmaktan daha kıymetli. Ülkemizde 9 bin 600 kişi yeşil kartlı, 3000 kişi de yaşlı olduğu için yeşil kartlı. Toplam 12.5 milyon kişinin yeşil kart ve yaşlılık parası alıyor.?
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Yardımcı, TOBB olarak insanları eğitip göç vermemek için neler yapılması üzerinde durduklarını bunun için çalışmaların iyi yapılması gerektiğini belirterek ?KOSGEB?in bazı destekleri olmasına rağmen yeterli değil. Edirne insanı parayı hazır istiyor. KOSGEB ile uğraşmak veri tabanına girmek istemiyor. Bunlarla beni uğraştırma parayı ver diyor.?
Fırsatları avantaja çevirmeliyiz
Turizm konusunda da neler yapılması gerektiğine değinen Edirne Ticaret Borsası Başkanı Mustafa Yardımcı, Edirne?de otellerin açılması ve yatak kapasitesinin yeterli düzeye gelmesi ile kongre turizmine de ev sahipliği yapabileceğini belirtti. İstanbul?da kongre zamanında otellerde yer bulunmadığına dikkat çeken Yardımcı, Edirne?nin bu durumu avantaja çevirebileceğine işaret etti. Ayrıca İstanbul Laleli piyasasının da Edirne?ye taşınmasının yararlı olacağını söyledi.
İşsizlik önemli sorun
Edirne Ticaret ve Sanayi Odası yönetim Kurulu Üyesi Özay Öztürk de misafirlere hoş geldiniz dedikten sonra Edirne hakkında kısa bilgiler vererek şöyle dedi:
?Edirne özellikle geçmişten gelen çok büyük mirasa sahip. Osmanlıya başkentlik yapmasından dolayı 700?e yakın tarihi eser mevcut. Dünyada dar alanda bu kadar yoğun eser olan ikinci kent. Bu potansiyeli de değerlendirmek gerekiyor. Çalışmalar yapılıyor fakat yetersiz. İlimiz ekonomisinde önemli bir yere sahip olan tarım sektöründe Edirne ili, Türkiye?de üretilen ayçiçeğin yüzde 30?unu, çeltiğin yüzde 60?ını tek başına üretiyor. 1980?li yıllarda tekstil ile ön plana çıkan ilimiz artık kan kaybetti ve zayıfladı. Tarımda önemli bir katkı sağlayan ilimiz Yunanistan ve Bulgaristan sınırında ülkemizi Avrupa?ya bağlayan stratejik yollar üzerinde bulunması, zengin tarihi ve pek çok din ve kültüre ait tarihi esere sahip olması nedeni ile de adeta açık hava müzesi konumunda?.
Sorunları sıralayan Öztürk ilk önemli sorunun işsizlik olduğunu belirterek ?Ekonomimiz büyük ölçüde tarıma dayanıyor. Sanayi sektörü yüzde 12?lik bir paya sahip. Edirne Organize Sanayi Bölgesinin tüm altyapı çalışmaları sona erdi ve yatırımcı bekliyor. Ancak sanayileşmenin getirileri çok büyük olmakla birlikte, yapılandığı bölgelere çevresel ve sosyal olarak da zarar verebilmektedir. İstanbul?un bünyesinde barındırdığı sanayiyi il dışına çıkarma çalışmaları, Trakya Bölgesinin ekonomik ve sosyal yapısı göz önüne alınarak yapılmalıdır? dedi.
Ekonominin bozulması ile göç veriyoruz
Uzun yıllar teşviklerden faydalanamayan Edirne?nin ekonominin giderek bozulması ile göç veren bir il haline geldiğini hatırlatan Öztürk açıklamalarını şöyle tamamladı ve soruları yanıtladı:
?Edirne Organize Sanayi Bölgemizin içinde bulunduğu Süloğlu ve Lalapaşa ilçelerinde gelir seviyesi oldukça düşük. Geçtiğimiz yıllarda Trakya Üniversitesi ile birlikte yapılan araştırmada Edirne Organize Sanayi Bölgesinin yer aldığı Süloğlu ve Lalapaşa yöresinde kişi başına düşen gelirin 300-800 dolar arasında değiştiği saptandı. Teşvikler kapsamında olmayan ilimizde sanayileşme yıllar boyunca azalmış, yüksek vergiler ve ilk maliyetlerin yatırım yapmayı cazip hale getirmemesi dolayısıyla ilimiz ekonomisi tarıma muhtaç bir seyir izledi.?
Sanayileşmenin getirileri çok büyük olmakla birlikte, yapılandığı bölgelere çevresel ve sosyal olarak da zarar verebileceğine işaret eden Öztürk şöyle konuştu:
?İstanbul?un bünyesinde barındırdığı sanayiyi il dışarısına çıkarma çalışmaları, Trakya Bölgesinin ekonomik ve sosyal yapısı göz önüne alınarak yapılmalıdır. Edirne?mizi İstanbul?un arka bahçesi yapmak değil de, ona bu süreçte hem ekonomik hem de sosyal kültürel açıdan destek olarak bu özelliğini daha iyi bir biçimde vurgulamasını sağlamak daha doğru olacaktır düşüncesindeyiz.?
?Balkan Ticaret Merkezi Projesi’ni hayata geçirmek istiyoruz”
Öztürk, ETSO olarak geliştirdikleri projeler ve alınması gereken önlemlerle ilgili girişimlerle ekonomiyi ayakta tutmaya çalıştıklarını hatırlatarak ?Komşularımızla hem ticari, hem sosyo-kültürel anlamda ilişkileri geliştirmek ve kalıcı kılmak düşüncesiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlimizi fuar ve kongre merkezi şehri yapma arzusundayız. Önemli projelerimizden biri olan Balkan Ticaret Merkezi projesi hayata geçtiğinde bölgesinde ülkemiz ticaretinin ve uluslararası ticaretin yeniden büyümesine önemli ölçüde katkı sağlamış olacaktır? dedi.
Harç muafiyeti ve vize konusu halledilmeli
Edirne?nin sınır ticaretinde uygun bir konumda olduğunu hatırlatan Özay Öztürk ancak Edirneli işadamlarının elini kolunu bağlayan iki önemli sorundan bahsetti ve şu bilgileri verdi:
?Edirne?de ticaretin geliştirilmesi için Yunanistan ile sınır kapılarımız olan Pazarkule ve İpsala kapılarında, Bulgaristan ile sınır kapılarımız olan Kapıkule ve Hamzabeyli kapılarında yapılacak istisnai uygulamalar ki yurt dışı çıkış harcından muafiyet, hem ekonomimizi, hem de var olan iki ülke insanları arasındaki ilişkilerin devamı ve geliştirilmesi noktasında önem arz ediyor. Sınır ticaretinde işadamlarımızın önüne çıkan diğer sorun da vize ile ilgilidir.?
Son olarak ?Pazarkule Gümrük Kapısı?nın İpsala Gümrük Kapısı?nda uygulanan Yap-İşlet-Devret modeli ile yenilenmesi ve modern bir gümrük şeklinde ithalat ve ihracat işlemlerine yetkili bir gümrük haline getirilmesi gerekiyor? şeklinde konuşan ETSO Yönetim Kurulu Üyesi Öztürk, Ayşekadın Gar Gümrük İstasyonunun da modernize edilmesi ve Halkalı Gümrüğünün işlemlerinin yüzde 25-30?unun buraya kaydırılması ve il ekonomisine katkı sağlanması açısından büyük önem arz ettiğine dikkat çekti.
Edirne Bando ve Tava Ciğer Festivali artık marka
Edirne Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (EDESOB) Başkanı Emin İnağ, Edirne?de Trakları, Osmanlıyı ve Bizansı görmenin mümkün olduğunu belirterek tarım ve turizm kenti yolunda ilerlediklerini söyledi. Edirne?nin marka kent olma yönünde büyük ilerleme kaydettiğine dikkat çekerek gastronomi alanında Edirne tava ciğer ve Osmanlı mutfağı ile öne çıktığını fakat hak ettiğinin altında göründüğünü ifade etti. ?Edirne Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Birliğimize bağlı esnaf ve sanatkar odalarımız Ticaret ve Sanayi Odalarımız Edirne İlimizin bu değerlerini ön plana çıkarmak ve dünyaya duyurmak için yoğun çaba harcamaktayız? diyen Emin İnağ başkanı olduğu Edirne Tatlıcı Büfeci Kebap ve Lokantacılar Esnaf Odası olarak 2003 yılından itibaren Edirne Tava Ciğer?in tanıtılması için yoğun çalışmalara başladıklarını söyledi.
Yurt çapında düzenlenen fuarlara etkinliklere sürekli katıldıklarını belirten İnağ ?Edirne ESOB olarak Edirne Tava Ciğerin coğrafi işaretini tescil ettirerek Edirne Tava Ciğerini hedefimizi olan marka kent Edirne?ye bir marka olarak hediye ettik. Bu alanda son olarak Edirne Belediye Başkanlığı ile beraber ?Edirne Bando ve Tava Ciğer Festivalinin? ilkini bu yıl düzenleyerek yeni bir çalışma başlattık. Bu yönde hazırladığımız ?Türk Bulgar Ortak Yemek Kültürü? isimli Avrupa Birliği projesi ile de bu konuda önemli çalışmalar yaptık? dedi.
Ekonomik avantajları lehimize çevirmeliyiz
Emin İnağ, Bir sınır kenti olan Edirne?nin sahip olduğu turizm potansiyelinin yanında sınır komşusu olduğu komşu ülkeler sayesinde önemli ekonomik avantajları bulunmasına rağmen çeşitli sıkıntılar da yaşandığına değindi ve bu sıkıntıları şöyle dile getirdi:
?Türkiye otomobil ve oto yedek parça sanayinde büyük ilerleme kaydetti. Edirne bu konuda çok değerli ustalara sahip. Özellikle Yunanistan?da yaşayan halk bizim ustalarımızın maharetini ve ucuzluğunu keşfetmiş ve araçlarını tamir ve bakım için Türkiye?ye getirmek istiyor. Ancak 20/12/2006 tarih ve 26382 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/12 sayılı ?Dahilde İşleme Resmi Tebliği? ile bu konuda Türkiye tarafı olarak yabancı uyruklu vatandaşlara büyük zorluklar çıkarılıyor. İlgili tebliği ile aracını buraya tamire getirip bırakmak isteyen yabancı uyruklu vatandaşlardan araçlarının Türkiye?de geçerli olan değerlerinin 2 katına kadar teminat yatırmaları isteniyor. Araçlarını burada tamir ve bakımlarını yaptırmak isteyenlere engel oluyor. Yakın ilişkilerimiz olan çok güzel ortak çalışmalara imza attığımız Yunanistan Batı Trakya Bölgesinde bulunan odaların bize bu konuda yoğun baskı yaptıklarını belirtmek isterim. Karşılıklı olarak ticaret yapmamıza en büyük engel olan vize sorunlarına bizim kendimizin bu problemi eklemesi Edirne ilinde önemli ekonomik kayba sebep oluyor. Bu sorunun çözümü oldukça basittir. Sadece 2006 yılında çıkan bu tebliğden önceki sisteme yani aracı teslim alan esnafın vereceği yeddi emin garantisi sistemine dönülmesi bu sorunu çözecektir. Bu sorunun ortadan kalkması ile ilk etapta sadece Edirne Merkez İlçe Sanayi sitelerine aylık ortalama 100.000 Euro Gelir gelmesini hedeflemekteyiz. Keşan ve Uzunköprü sanayi sitelerine gelecek hareketi göz önüne alırsak bizim için çok önemli bir çalışma olacak.?
“Yunanlı taksicilere kotaya karşıyız”
?Komşu ülkelerimiz ile olan bir başka sorun yine Türkiye Cumhuriyeti olarak Yunanistan?dan Türkiye?ye gelecek Yunanlı taksilere koyduğumuz kota? diyen İnağ, bu kota ile tüm Batı Trakya?dan sadece 20 taksicinin Türkiye?ye gelmesine izin verildiği belirterek ?Bizlere gelen şikayette bu bölgede 80?in üzerinde soydaşımız olan taksici Türkiye?ye müşteri taşımak istemekte ancak biz izin vermemekteyiz? dedi.
Edirne’yi yaşam alanına çekmek istiyoruz
Toplantı sonunda gazetecilerin turizme yönelik sorulara yanıtları toplantıya katılan Edirne Kültür Turizm il Müdürü İrfan Özcan verdi. Özcan, insanların yalnız Selimiye?yi görmek için Edirne?ye geldiğini belirterek inanç turizminin yanı sıra yavaş yavaş diğer turizm çeşitlerinin de şekillenmeye başladığını söyledi. Edirne?nin turizmi hakkında şunları söyledi:
?Karamsar olmamak lazım. Edirne?de konaklama yapılacak yeterli yatağa sahip değiliz. Tur operatörleri ile bu yüzden karşı karşıya gelmiyoruz. 2004-2005 yıllarında Nemrut dünya piyasasına sunuldu. Bir yıl sonra gelenlerin sayısı azaldı. Çünkü propaganda ters tepti. Çünkü kalınacak yer problemi halledilmemişti. Hastaya aşır dozda ilaç vermek lazım. 3 tane 4 yıldızlı otel inşaatı var. Biri bir ay içinde açılacak. Ziyaretçi sayısının turizme dönüşmesini sağlayacak. Seneye 2-3 tane daha otel yapılacak. Hapishaneyi de kültür turizmine kazandırmak için proje hazırladık. Tabyalar var pek bilinmiyor. İstanbul?da Piyer Loti ne ise burada da tabyalar öyle olacak. Lokantalar, çay bahçeleri, oyun alanları, insanların gezebileceği bir yer olsun istiyoruz. Restorasyon en pahalı yatırım. İnanılmaz para gidiyor. Bu işler valiliklere bırakılmamalı, girişimciler, belediye güç birliği yapmalı. İşi siviller götürmeli. Bize bıkarınca sınırlarız. Geçen yıl restorasyona başladık. Edirne?yi yaşam alanına çekmek istiyoruz. Her yıl 30-40 projeyi devreye sokacağız. Kapalı cezaevi hapishane Rumelinin en büyük binası ve kültüre kazandırmak istiyoruz. Çalışmalar var.?
Kaynak ve finansman problemi yok, akıl problemi var
Toplantının sonunda söz alan Dünya Gazetesi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt, Edirneli işadamlarına ve toplantıya katılanlara hitaben yaptığı konuşmada neler yapılması gerektiğini başlıklar halinde sıralayarak yol gösterdi. ?Gerçek dostu olanın aynalara ihtiyacı yoktur? diyen Dr. Bozkurt ? Alınmayın. 1982?den beri. Turizmle ilgili gitmediğim tek il yok. Antalya, Türkiye?nin en büyük projesi idi. Uzun süre devlet masraf yaptı. Halen Antalya Türkiye?ye katma değer yapmıyor. Türkiye yavaş yavaş uyanıyor. Turizmi çeşitlendirmek lazım? dedi.
Edirne?de Osmanlı tarihi eserlerinin önemini hatırlatarak ?Turzmin gelişmesi için turizim eğiliminin yüzde 60?ı yerli turist olmalı. Prag ve Paris gibi. İspanya?da böyle oldu. Edirne sınır kenti ve handikapları var. Ayrıntıya dikkat edilmiyor. Kaynakları, tarihi potansiyeli iyi değerlendirmek lazım. Potansiyel kaynak olması önemli değil geliştirmek, nasıl planlamak, nasıl satmak bunları bilmek lazım. Bir troya hikayesi yok satıyor. İyi pazarlansa Osmanlının eserleri para basar? dedi. Daha sonra Dünya Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt önerilerini şöyle sıraladı:
>> Turizm çeşitlendirilmeli.
>> Kaynakları, tarihi potansiyeli iyi değerlendirmek lazım.
>> Ciddi projeye ihtiyaç var.
>> Tarım işletmeciliğini mantığı sil baştan yapılmalı, verimi artırmak için tarıma teknolojiyi sokmak gerekir. Türkiye yalanla idare edilmez.
>> Türkiye?de işsizlik yok, mesleksizlik var.
>> Kaynak ve finansman problemi yok, akıl problemi var. İş yaparken gelişigüzel yapıyoruz. Adam gibi proje üretmek lazım.
>> Teşviğe bakarak yatırım yapmak akıllılık değil. Para kapmak için yatırım yapılmasın.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.