Asya Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu?nun (CACCI) 25?inci zirvesi kapsamında ?Değişen Paradigmalar: Bölgesel ve Ekonomik Güç Olarak Yükselen Bir Türkiye? başlıklı bir sunum gerçekleştiren TOBB ve DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, yüz yıl önce Avrupa?da hasta adam gözüyle bakılan Türkiye?nin bugün en sağlam adamı konumuna geldiğini söyledi.

Hisarcıklıoğlu 22 ülkeden 400?ü aşkın işadamına hitaben ?Türkiye?ye yatırıma gelin, buradan Avrupa?ya da açılın. Ya da birlikte açılalım? çağrısında bulundu.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, CACCI Zirvesi?ne konuk olan başkanlara Türkiye ekonomisi hakkında bilgi verirken Asya Pasifik için Türkiye?nin üretim ve ticaret köprüsü olacağını söyledi. Türkiye?nin bölgenin parlayan yıldızı durumunda olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, Türk işadamlarının Balkanlarda, Kafkasya?da, Ortadoğu?da, Türk Cumhuriyetlerinde yaptığı yatırımlara işaret ederek,  ?Özel sektörümüzün sermaye ihracatı 25 milyar dolara ulaştı. Müttehitlerimizin bu coğrafyanın neredeyse tamamında önemli yatırımları, makine parkları bulunuyor. İsterseniz, ortaklıklar kurarak bu bölgelere açılabiliriz. Veya Türkiye?de yatırım yaparak Avrupa pazarına ulaşabilirsiniz. En kaliteli ürünleri buradan temin edebilirsiniz. Büyük bir uluslararası şirketin baş yöneticisinin dediği gibi; eskiden yönetim kurulu, Türkiye ile iş yapmak gerektiğinde nedenlerini sorarlardı. Şimdi niye Türkiye?de yatırımımız olmadığını soruyorlar? dedi.

?Büyümenin motoru özel sektör?

Türkiye?nin küresel kriz öncesindeki milli gelir durumunu yakalayan 16 ülkeden birisi olduğunun altını çizen Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:  ?Türkiye 2008 yılının sanayi üretimi itibariyle 5 puan üzerine çıkmıştır. 2010 yılındaki büyümemiz geçici verilere göre yüzde 8 civarında olacaktır ki, dünyada en hızlı büyüyen ikinci ülke konumundayız.

Bütün bu büyümenin motoru Türk özel sektörüdür. Esas sağlıklı büyümenin gereği de budur.

Büyümedeki bu olumlu performans istihdam rakamlarına da yansımıştır. Son 1 yılda Türkiye?deki istihdam özel sektöre dayalı olarak 1 milyon 100 bin kişi artmıştır. Ve işsizlik puanı kriz öncesine göre 2 puan azalmıştır.

?Türkiye güven istikrarda birçok Avrupa ülkesini geride bıraktı?

Türkiye güven ve istikrar bakımından pek çok Avrupa ülkesini de geride bırakmış durumda.

Bunun bir önemli göstergesi de kredi notudur. 2009-2010 döneminde ülkemizin kredi notunu artıran 7 ülkeden 1 tanesi.

Özetle Türkiye ekonomisi küresel krizi arkada bırakmıştır. Bunu kamu harcamalarıyla değil sadece özel sektörün dinamizmi sayesinde başarmıştır.

Türkiye doğal gazı ve petrolü olan bir ülke değil ama İtalya ve Çin?in arasındaki en büyük ekonomi ve sanayi üretim kapasitesine sahip olan ülkedir. 200?den fazla ülkeye 20 bin çeşitten fazla mal satıyoruz. Sanayimiz ve ihracatımız sadece belirli ürünlere de bağlı değildir. 1 milyar doların üzerindeki ihracatımıza baktığımız zaman 19 farklı ürünün ihracatını görüyoruz.?

?İhracatın yüzde 92?si sanayi malı?

Türkiye?nin ihracatımızın yüzde 92?sinin sanayi mallarından oluştuğuna dikkat çeken TOBB ve DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu. Bu ihracatın yapıldığı ülkelerin yüzde 50?sinden fazlasının da AB ülkeleri ve ABD pazarı olduğunu vurguladı.

Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:

?Türkiye ekonomisi AB?ye üyelik süreciyle beraber 2001 yılından itibaren büyük bir dönüşüm sürecine girmiştir. 2002?den itibaren Türkiye ekonomisi küresel krize kadar yüzde 6 oranında büyüme ortalaması yakalamıştır.  Kamu borç stokunun milli gelire oranı ise son 10 yılda yüzde 70?den 40?lar seviyesine indi. Önümüzdeki 3 yılda da bunu yüzde 40?ın altına indirmeyi hedefliyoruz. Türkiye son 10 yılda hayata geçirdiği reformlarla sadece kamu maliyesini değil, bankacılık sistemini de düzeltmiş. Küresel krizden sıyrılmamızın asıl nedenlerinden bir tanesi de budur.

Türkiye?ye son dönemde gelen yabancı yatırımlara baktığımız zaman, son 5 yılda  Türkiye?ye gelen yabancı yatırımcı sermaye 80 milyar dolar civarındadır. Türkiye?nin bundan önce 50 yıldaki yabancı yatırım miktarı 20 milyar dolardı. Güçlenen iş ortamı sayesinde Türkiye pek çok sektörde Avrupa?nın ana tedarikçisi konumuna gelmiştir.

Avrupa?daki beyaz eşya talebinin dörtte biri, televizyon talebinin üçte biri Türkiye?den karşılanmaktadır.

Türkiye gelişmiş finans piyasaları, üretim gücü ve alt yapısıyla Avrupa?nın üretim ve lojistik üssü merkezine gelmiştir.

Otomotiv sektörü bunun en güzel örneğidir. ABD?den sonra bugün 7 tane ayrı otomobilin üretildiği dünyada ikinci ülke konumundadır.

Tarımsal üretim 56 milyar dolara yükseldi

Türkiye ekonomisi aynı zamanda çok önemli bir gıda üreticisidir. Dünyanın en önemli sorunlarından birisi de açlık meselesidir. Son 10 yıldaki tarımsal üretimimizi 23 milyar dolardan 56 milyar dolara yükselttik. Dünya tarımsal üretim hacmi sıralamasında 11. sırada iken şu anda 8. sıraya yükseldik.

Tarımsal üretimde de Türkiye olarak net 12 milyar dolar ihracat gerçekleştiriyoruz. Hizmet sektörleri de Türkiye?nin rekabet gücünün yüksek olduğu alanlardır. Lojistik alanında Türkiye ABD?den sonra en büyük karayolu nakliye filosuna sahiptir. Turizm?de Türkiye dünyanın en çok tercih edilen ilk 10 destinasyonu içindedir. Müteahhitlik firmalarımız 81 ülkede toplam 200 milyar dolarlık6 bine yakın projeyi başarıyla tamamlamıştır.?

“Devlet adamlarından tek isteğimiz önümüzü açmaları”

Öte yandan CACCI 25. İş Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen çalışma yemeğine; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu konuk oldu. Yemekte konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Davutoğlu?nun Asya Pasifik ülkelerine uluslararası ilişkiler konusunda hocalık yaptığını hatırlatarak şunları söyledi: ?Sayın Bakanımız, Asya Pasifik konusunda çok iyi bir uzman. Ayrıca son dönemde Türk özel sektörünün dünya arenasında halkla ilişkilerinin artmasında çok somut bir örnek teşkil etmekte. İş adamları olarak devlet adamlarından tek istediğimiz bizim önümüzü açmaları. İstediğimiz bu.?

Yeni bir BM anlayışına ihtiyacımız var

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise, çalışma yemeğinde yaptığı konuşmada, ”Eğer Türkiye gelecekte önemli bir rol oynayacaksa AB üyeliği perspektifini sürdürmeli ancak Asya’da da önemli bir aktör olarak kendi varlığını hissettirmeli… Doğu Asya’da ortaya çıkan yeni büyük ekonomik havzayı da yakından takip etmeli, o havzanın parçası olmayı bilmeli” dedi.

Yeni dönemde insanoğlunun artık Avrupa ya da Asya merkezli olmaktan çok insan olarak öne çıkmasının söz konusu olduğunu, tek başına birey olarak artık çok daha etkin olunan bir dönemin yaşandığını söyleyen Davutoğlu, ?Yeni bir BM anlayışına ihtiyacımız var, dünyadaki bütün dengeleri yansıtan, sadece ikinci dünya savaşı galiplerini değil, bütün dünyayı temsil eden bir BM misyonunu harekete geçirmek durumundayız” diye konuştu.

Ahmet Davutoğlu, dünyadaki ekonomik dengelerin değiştiğini, çok daha adil ve üretim kapasitesi etkinliği yüksek ama adalet kavramını da beraber getiren bir ekonomi anlayışını yerleştirmek gerektiğini belirtti.

Davutoğlu, ”Eğer 1,2 trilyon dolarlık bir askeri harcama potansiyeli hala dünyada varsa, işadamlarımızın en çok korkacağı güvenlik problemi konusunda hala kaygılıyız demektir” dedi.

Artık ekonominin sadece belli merkezlerden yönetilebilir halde olmadığına, IMF, Dünya Bankası gibi ekonomik örgütlerin kendilerini yeniden yapılandırmak durumunda olduklarına işaret eden Davutoğlu, artık hiç bir ülkenin, ne kadar güçlü ekonomiye sahip olursa olsun, ekonomik krizin etkilerinden uzak olmadığına dikkat çekti.

Davutoğlu, ”O zaman yeni bir ekonomik düzene ihtiyacımız var. G20 bu anlamda son dönemde yaptığı çalışmalarla öne çıkan bir yapı. Türkiye G20 üyesi bir ülke olarak bu yeni ekonomik düzenin öncülüğünü yapmak istiyor” dedi.

Bu yeni ekonomik düzen oluşurken Asya Pasifik’in artan ekonomik gücünün göz önüne alınması gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, yeni ekonomik düzende Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’ya uzanan kuşakta barışın temin edilmesi için aynen geçmiş dönemde düzen arayışları gibi şimdi de kalıcı düzenlere ihtiyaç bulunduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa’nın, Türkiye’nin önüne ”vize duvarı örmek istediğini” belirterek, ”Böylesine hareketli bir dünyada, duvar örenler kaybeder. AB, Edirne’de bir vize duvarı örüyorsa, emin olunuz kaybedecek olan, güç kaybedecek olan, itibar kaybedecek olan, tarihin akışının gerisinde kalacak olan AB’dir, Türkiye değil” dedi.

Davutoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) ev sahipliğinde düzenlenen Asya Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonunun (CACCI) 25. İş Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen çalışma yemeğindeki konuşmasında, mayıs ayında İstanbul’da ”En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi” yapılacağına ve önümüzdeki 10 yılda Türkiye’nin en az gelişmiş ülkeler konusunda koordinatörlük görevi üstleneceğine değinirken, dünyaya şu mesajın verileceğini söyledi:

”Dünyada yükselen güçler var. Türkiye de bu yükselen güçlerden birisi, ekonomik bakımdan… Eskiden beri süregelen çok büyük ekonomik merkezler var AB gibi, ABD gibi. Ama eğer bu yükselen güçler ve yerleşik güçlü, ülkeler, en az gelişmiş ülkeleri ihmal ederlerse, dünyada barışı sağlamak mümkün olmaz. 49 en az gelişmiş ülkenin adalet arayışına ve ihtiyaçlarına cevap bulmak durumundayız.”



sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın