Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, 8 Mart Kadınlar Günü kapsamında bir açıklama yaptı. Açıklamada aşağıdaki görüşlere yer verildi:

?Ülkemizde kadınların statüsü ile göstergeler yüz kızartıcı boyuttadır. Erkek egemen bakışın toplumsal ve siyasal yaşama hakimiyeti bu tablonun ortaya çıkmasındaki en derin etkendir. Bu bakış kadını aile içindeki geleneksel rolüne hapsetmekte ya da bu rolü dönüştürme çabalarına duyarsız kalmaktadır.

Oysa kadınların toplumdaki siyasi, sosyal ve ekonomik statüsünün güçlenmesi, demokratik gelişmişliğin ve toplumsal refah seviyesinin en önemli göstergelerinden biridir. Nüfusun yarısının potansiyelini gerçekleştirebilmesi ve toplumdaki fırsatlardan eşit yararlanabilmesi, ülke yönetimlerinin başlıca hedefleri arasında olmalıdır.

2010 yılı verilerine göre istihdama katılan kadınların oranı gelişmiş ülkelerde yüzde 57?nin üzerindeyken Türkiye?de sadece yüzde 24?tür. Kadın ile erkeğe biçilen farklı roller, eğitim eksikliği, iş ve aile dengesini kurmaya yardımcı mekanizmaların azlığı ve sosyal güvenceden yoksunluk, kadınları etkileyen ağır sorunlardır. Kadınların çalışma hayatında katılımını artırmak için iddialı hedefler koyulması ve buna ulaşmak için bütünlüklü politikalar uygulanması gereklidir. 2023 yılında dünyanın en büyük 10. ekonomisi olmayı hedefleyen Türkiye?nin, kadınlarını ekonomik güce ortak etmeden gerçek anlamda gelişmiş bir ülke olmasını bekleyemeyiz.Kadınların ekonomideki rolünün sadece kadınları değil kadın-erkek tüm toplumu ileri taşıyacak bir konu olduğunu bilerek, çözüm süreçlerine erkeklerin de aktif olarak katılmasını zorunlu görüyoruz. Bu konuyla ilgili farkındalığı artırmak için TÜSİAD Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu olarak ?Çalışma Hayatında Kadın? konulu bir dokümanter film hazırladık ve bir konferansla gündeme taşıdık. Ayrıca hazırladığımız 45 saniyelik bir spot film de bu hafta televizyonlarda ve sinema salonlarında yayınlanmaya başladı. Sivil toplum örgütlerinin kesintisiz çabalarının, mevcut tabloyu değiştirme yönünde karar alıcıları etkileyeceğini umuyoruz.Kadınların ülke yönetim kademelerinde eksik temsili bir diğer önemli sorun alanıdır. Bir yandan kamuda çok sayıda kadının yer aldığı fakat yöneticilik düzeylerine yükselmede ciddi bir elemeye maruz kaldıkları görülmektedir. Bunun yanında yerel siyasette ve parlamentoda da kadın temsili çok düşük düzeydedir; yüzde  9?luk kadın milletvekili oranımız yüzde  19 olan dünya ortalaması ve yüzde  20?nin üzerindeki Avrupa ortalamasının çok gerisindedir. Kamu kurumlarının yönetim pozisyonlarında ve siyasette kadın-erkek eşitliği esas olmalıdır. Ülkenin yarısını oluşturan kadınların eşit bir şekilde temsil edilemiyor olması, görüşlerinin, istek ve ihtiyaçlarının politikalara sınırlı yansımasına yol açmaktadır. Haziran ayında yapılacak genel seçimde, siyasi partilerin milletvekili aday belirleme süreçlerinde ?eşit temsil? ilkesini göz önünde bulundurmaları büyük önem taşımaktadır.

Bir taraftan kadınların eğitime, çalışma yaşamına ve siyasete daha fazla nasıl katılabileceği üzerine akıl yorarken, diğer taraftan kadınların hala yaşam hakkının bile ciddi tehlike altında olması tahammül edilir bir durum değildir. Son yıllarda kadın cinayetlerinde yaşanan artış ürkütücü boyutlardadır; her gün bir kadının kocası, sevgilisi ya da aile yakınları tarafından öldürüldüğü haberlerini almak içimizi acıtmaktadır. Ölümlerin büyük bir çoğunluğunun, gerekli tedbirler alındığı takdirde önlenebilir olması durumu çok daha vahim kılmaktadır. Yapılan araştırmalar, aile içi şiddetle ilgili başvurularda son yıllarda yaşanan artışın nedenlerden birinin, var olan şiddetin artık gizlenmemesi ile ilgili olduğunu; şiddete uğrayan daha çok kadının bunu saklamak yerine adli mercilere başvurmayı tercih ettiğini göstermektedir. Kadına yönelik şiddetin kendi kendine yok olması beklenemez. Adli mercilere başvuran şiddet mağduru kadınlar süreç sırasında yeniden mağdur edilmemeli, yasal sorumlular başta olmak üzere ilgili tüm taraflar üzerlerine düşen görevi hakkıyla yerine getirmelidir.

8 Mart günü, kadın sorunlarının kamuoyunda tartışılması için önemli bir vesile olmakla birlikte, toplumsal cinsiyet uçurumunu kapatmak için sürekli, samimi ve somut çabalara ihtiyaç bulunmaktadır. İster özel ister kamu sektöründe isterse siyasi partilerde olsun tüm kurumsal yapılardaki ?liderlik anlayışının? kurumların ve politikaların geniş etki alanını dönüştürmede en büyük etken olduğu unutulmamalıdır.  Başta siyasetçiler olmak üzere toplumun tüm aktörlerinin, gerekli politika ve eylem planlarının oluşturulması ve hayata geçirilmesinde kararlılık göstermesi gereklidir. TÜSİAD olarak bu toplumsal dönüşümün gerçekleşmesi için verdiğimiz desteği sürdüreceğiz.?



sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın