Ali Serim yaptığı değerlendirmede, ?Kredi derecelendirme kuruluşlarının belirlediği ülke notları küresel yatırımcının nereye yatırım yapacağı kararını etkiler. Ülkeye verilen not yüksek olursa, yatırımcılar parasını yatırmaktan çekinmez. Ülke derecelendirme notunun düşük olması, yatırımcıları uzak tutmakla kalmaz ülkenin borçlanmasını pahalılaştırır yani yüksek faiz ödeyerek borçlanmasına neden olur. Dolayısıyla kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri notlar ülkelerin ekonomik kaderlerinde etkin rol oynar?? dedi.
Stratejist Ali Serim, Türkiye’nin daha yüksek kredi notlarını hak ettiğini belirterek, ?Türkiye’den kredi riski daha yüksek olan İtalya, Portekiz, İzlanda gibi ülkeler AA, 2A, A- gibi çok yüksek notlara sahipken Türkiye BB’ler seviyesinde bir nota sahip olamaz, önümüzdeki aylarda Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke kredi notuna erişeceğine inanıyorum?? dedi.
Konuşmasının devamında ?Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye ilişkin değerlendirmeleri ne yazık ki çok yerinde değil, Türkiye son sekiz yılda büyük gelişim içerisinde? Türkiye’de siyasi istikrar bölgedeki diğer ülkelerde olmadığı kadar mevcuttur. Buna ek olarak Türkiye başta Merkez Bankası ve BDDK olmak üzere kurumların aldığı doğru kararlar ve güçlü bankacılık sektörüyle daha yüksek kredi notlarını hak ediyor” dedi.
Standard & Poor?s Türkiye?de ofis açmayı gündemine aldı
Stratejist Ali Serim, kredi notunun belirlenmesinde bilinen metodlar ve analiz yolları haricinde iki önemli husus olduğuna dikkat çekerek bunları şöyle konuştu:
“Birincisi politik tesir. Kimse politik sebepler kredi notumuzun uzun sure yükseltilmemesinde etkili olmamıştır diyemez. Diğer husus ülkeyi tam manasıyla tanıyamamak. Özellikle Türkiye gibi karmaşık yapılara sahip ülkeler için bu önemli bir husustur. Bundan kastettiğim yerel ofislerin olmayışı ve uzaktan yapılan incelemelerle kanaat oluşturulması. Bir süre önce Standard & Poor’s üst yönetimini Türkiye’de ofis açmaları konusunda ikna etmeye çalıştım. Bu kapsamda Frankfurt ve İstanbul’da toplantılar yaptık, hatta karar vericileri İstanbul?a getirdim. Ne yazık ki karar olumsuz oldu. Yerel ofis açmak için erken olduğuna karar verdiler. Kişisel inisiyatifimle başlattığım ve yoğun emek harcadığım bu çaba devlet desteğinden yoksundu. Şayet Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı gibi kuvvetli bir kurum bu konuya önem verirse zaten yakın zaman önce gündemine Türkiye?de ofis açmayı almış olan Standard & Poor?s ikna edilebilir. Standard & Poor?s gibi itibarlı bir derecelendirme kuruluşunun fiziken ülkemize gelmesinin piyasalarda ki sembolik kıymeti kelimelerle ifade edilemez. Hükümetin vizyonu bu konunun öneminin kavranabileceğini işaret ediyor.??
Ataşehir’deki Standard & Poor’s ofisi
Ali Serim değerlendirmesinde ?Finans sektörü küreselleşme ile birlikte ülkeler için yönlendirici ve belirleyici niteliğe kavuşmuştur. Sektör küreselleşme ile birlikte şehirlere odaklı bir özellik de gösterdiğinden Uluslararası Finans Merkezi olma yolunda ilerleyen İstanbul, 2011?de bu hedefini umuyorum gerçekleştirecektir. İstanbul?da bu faaliyetlerin sürdürülmesi için yapılan çalışmalar neticesinde finans merkezinin sınırları Ataşehir’de çizilmişti. Toplu Konut İdaresi’nin projelendirdiği Ataşehir Finans Merkezi’nde, Merkez Bankası, Sermaye Piyasası Kurulu, Halkbank, Ziraat Bankası ve BDDK’nın yanı sıra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası?nın da yerini alacağına ilişkin beyanatlar olmuştur. Bu önemli kurumların mevcudiyeti projeyi faydalı ve anlamlı kılsa da, projede yerini alacak uluslararası kurumların olması da büyük önem taşımaktadır. Başta yakın zaman önce benzer bir proje olan Dubai Uluslararası Finans Merkezinde ofis açan prestijli derecelendirme kuruluşu Standard & Poor?s olmak üzere finans merkezinde yerini alacak prestijli kurumlar projenin geleceğini tayin edici olacak” şeklindeki görüşlere yer verdi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.