Yard. Doç. Dr. ALPER Y. DEDE >> Zirve Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, Gaziantep >> Tunuslu üniversite mezunu işportacı bir gencin kendini yakarak hükümeti protesto etmesinin ardından başlayan halk hareketleri hızla Ortadoğu?da yayılıyor. Tunus?ta başlayıp Mısır?a sıçrayan, oradan da Libya, Yemen ve Bahreyn gibi Ortadoğu?nun diğer Arap ülkelerine yayılan, artık meşruiyetini yitirmiş köhne otoriter-bürokratik Arap rejimlerine karşı başlayan halk direnişi bütün dünya kamuoyu tarafından merakla izleniyor. Herkesin merak ettiği husus ise kimilerince isyan, kimilerince devrim, kimilerince de halk direnişi veya hareketi olarak adlandırılan olayların hangi ülkede nasıl bir seyir izleyeceği. Bu noktada bütün Arap rejimlerinin diken üstünde olduğunu hatırlatmamıza gerek yok.

Halihazırda; Tunus ve Mısır?da Bin Ali ve Mübarek?in yönetimi terk etmesiyle olaylar biraz olsun yatışmış ve yeni anayasa yazılması ve seçimlere kadar geçici hükümetlerin kurulması gibi hususlardaki belirsizlik yüzünden, mevcut durum yerini gergin bir bekleyişe bırakmış görünse de son beş gündür Libya?da durum hayli karışık. 1969 yılında bir askeri darbe ile yönetimi ele geçiren Albay Muammer Kaddafi iktidarını terk etmemekte ve göstericilere karşı aşırı şiddet kullanımına devam etmekte ısrarlı görünüyor. Ayrıca Libya?daki olayların Türkiye ve Türk insanına da direk bir yansıması var. Uzun yıllardır Türk şirketleri, başta inşaat sektörü olmak üzere, birçok alanda Libya?da faaliyet göstermekte. Yaşanan şiddet olaylarından etkilenmemeleri için Libya?da mahsur kalan Türk vatandaşlarının Türkiye?ye getirilmesi için yoğun çabalar sarfediliyor.

Medyada çıkan haberlere göre Malta?ya iniş yapan iki Libya savaş uçağının pilotu kendilerine Kaddafi tarafından göstericileri bombalamalarının emredildiğini ve emri yerine getirmemek için de Malta?ya kaçtıklarını ifade ettiler. Yine medyada çıkan haberlere göre pilotlar Malta hükümetinden siyasi sığınma talebinde bulundu. Bütün bunlar olurken, Libya liderinin oğlu Seyfülislam Kaddafi de Libya Devlet Televizyonu?nda Libya?yı İtalya ve Türkiye?ye bırakmayacaklarını, kanlarının son damlasına ve son kurşunlarına kadar mücadele edeceklerini açıkladı. Seyfülislam?ın açıklaması Libya?daki halk hareketlerinde acaba İtalyan ve Türk parmağı mı var sorusunu gündeme getirse de Seyfülislam?ın bu iddiasını destekleyecek elle tutulur bir delil mevcut değil. Zaten Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül ve Türk Dışişleri Bakanlığı da bu iddiaları yalanladı. Görünen o ki, Kaddafi?nin niyetinin direnebildiği noktaya kadar direnmek olduğu anlaşılıyor.

Gelişmelerin zaman içinde farklı bir seyir göstermesi de mümkün. Mesela, Mısır?da olduğu gibi Libya ordusu da halka karşı güç kullanma konusunda geri adım atabilir. Bu gerçekleşirse göstericilerin mevcut Kaddafi rejimini devirmelerinin önünde bir engel kalmayacaktır. Diğer bir senaryo ise aşırı güç kullanımının bir sonucu olarak ülkedeki durumun daha da kötüye gitmesi ve kanlı olayların neticesinde tıpkı Romanya lideri Çavuşesku?nun başına geldiği gibi Kaddafi?nin ve oğlunun kurulan bir halk mahkemesince kurşuna dizilmesidir. Alternatif olarak, olaylar daha da büyümeden tıpkı Bin Ali ve Mübarek?in yaptığı gibi Kaddafi ve oğlu Seyfülislam yanlarına servetlerini de alarak ülkeyi terkedebilirler. Kısacası olayların şu anki seyrine bakarak nasıl bir gelişme göstereceğini kestirmek hayli zor görünüyor. Bütün bu senaryoları bir tarafa bırakacak olursak Libya?da olayların bu boyutta gerçekleşmesinin, Kaddafi ve oğlunun bu derece fütursuzca hareket edebilmesinin birkaç ana sebebi var. Birincisi; Mısır?ın aksine Libya dış dünyaya daha kapalı bir ülke. Yani Mısır?a nispeten daha rahat girebilen uluslararası gazeteciler ve yayın grupları Libya?ya aynı rahatlıkla giremiyor. Bu da Kaddafi?ye daha fazla hareket alanı sağlıyor. İkincisi; Mübarek?in aksine Kaddafi dış desteği kaybetme kaygısı da taşımıyor, zira Mübarek?in aksine Kaddafi Amerika?ya Mübarek?in olduğu kadar bağlı değil. Üçüncüsü; Mısır?da halk hareketlerini yönlendiren başta İhvan-ı Müslimin olmak üzere ana bir muhalefet damarı mevcut, fakat Libya?da böyle güçlü bir muhalefet mevcut değil. Muhalefet eksikliğinde de Kaddafi halkı bombalamak gibi akılalmaz bir emri askerlerine daha rahat verebiliyor.

Muammer Kaddafi?nin ülkesini terk ettiğine dair haberleri yalanlaması ve sonuna kadar direneceğini tekrarlaması üzerine göstericileri cesaretlendiren bir haber de Mısır?da yaşayan ünlü İslam alimi Yusuf  El Kardavi?den geldi. Kardavi, halkına karşı bomba kullanmaktan çekinmeyen Kaddafi?nin öldürülmesinin caiz olduğuna dair bir fetva verdi. Görünen o ki Libya?da yaşanan olayların kısa vadede yatışması mümkün görünmüyor. Temennimiz tıpkı Tunus?ta ve Mısır?da olduğu gibi Libya?da da fazla kan ve yıkım olmadan geçiş sürecinin başlaması.



sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın