Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) yeni bir araştırma yayınladı. Bahçeşehir Üniversitesi araştırma görevlileri Barış Gençer Baykan ve Burcu Ertunç tarafından kalemi alınan araştırma ekonomik kalkınma ile çevreyi koruma arasındaki ödünleşmeye ilişkin çarpıcı sonuçlar içeriyor. Türkiye?nin de yer aldığı 55 ülkeyi kapsayan Dünya Değerler Araştırması?na göre ?Toplumlar zenginleştikçe çevrenin önemi artıyor.? Ayrıca Türkiye?de pek çok kişi çevre kirliliğini önlemek adına için ek harcamalar yapmayı kabul ediyor. Çevre örgütlerine siyasi partilerden çok daha fazla güvendiğini söyleyen kişilerin oranı da bir hayli fazla.

Araştırmaya Türkiye?den katılanların yüzde 57.1?i  ?Ekonomik gelişmeyi yavaşlatsa ve bir miktar işsizliğe yol açsa bile, çevrenin korunmasına öncelik verilmelidir? görüşünde. Bu oran dünya ortalaması olan yüzde 57.4 ile hemen hemen aynı seviyede. Araştırmaya konu olan ülkeler için yapılan analizde ilginç bir sonuç daha var. Kişi başına düşen GSYH arttıkça çevre korunmasına verilen önem artıyor. Gelişmiş ülkelerde, temel sosyo-ekonomik ihtiyaçların sağlandığı ve belirli bir refah düzeyi yakalandığı ölçüde çevre korumaya verilen önemin arttığı söylenebilir.

Çarpıcı bir diğer sonuç da çevre için kişilerin yapabileceği maddi fedakarlıklara ilişkin. ?Çevre kirliliğini önlemek için gelirimin bir kısmını verebilirim? diyenlerin oranı yüzde 83.4 iken ?çevre için ek vergi öderim? diyenlerin oranı yüzde 78.3 olarak kaydediliyor. Türkiye ile benzer gelir seviyesindeki ülkelerde çevre koruma için gelirden fedakarlık ve ek vergi vermeyi kabul etme oranının çok daha düşük olduğu da araştırmadan elde edilen bir diğer sonuç. Her ne kadar çevre konusu giderek daha çok önem kazansa da Türkiye, sivil toplum kuruluşlarına üyelik konusunda kırıklarla dolu bir karneye sahip. Herhangi bir çevre kuruluşuna üye olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 1.2 ve bu oran ile Türkiye 55 ülke arasında sondan dördüncü sırada.

Araştırma, çevre kuruluşlarına düşük üyelik oranın toplumun çevre kuruluşlarına duyduğu güvensizlikten kaynaklanıp kaynaklanmadığına dair bulgular da içeriyor. Toplumun çevre örgütlerine güveni yüzde 56 ile siyasi partilerden (yüzde 35) ve sendikalardan (yüzde 35) çok daha yüksek. Diğer yandan kadın örgütlerine (yüzde 62) ve insani/yardım kuruluşlarına duyulan güvenden (yüzde 65) ise düşük. Ancak bu güven düzeyi yine de çevre kuruluşlarına üyeliği olumsuz etkileyecek bir ölçüye sahip değil.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın