?Yükselen Yıldızlar rakiplerinden daha dinamikler?
İlk kez 2006 yılında hazırlanan Yükselen Yıldızlar listesinin 2011 sonuçlarını değerlendiren BCG Türkiye Yönetici Ortağı Burak Tansan?a göre gelişmekte olan ülkelerden gelen ?Yükselen Yıldızlar? pek çok küresel endüstriyi şekillendiriyor. Öte yandan listedeki 100 lider kurum/grup 2000?2009 yılları arasında cirolarını yıllık yüzde 18 büyütürken, aynı dönemde yaklaşık yüzde 20 oranında kâr marjı elde etmişler. Yani marjlarından kısarak büyümemişler.
?S&P500 gerilerken, Yükselen Yıldızlar kazandırdı?
Bu kurumların halka açık olanları üzerinde yapılan toplam hissedar getirisi (total shareholder return) analizi de büyümenin marjlardan kısılmadan yapıldığına işaret ediyor. 2000-2010 yılları arasında gelişmiş ülkelerdeki şirketlerin ağırlıklı temsil edildiği S&P500 endeksi yatırımcılara eksi getiri sağlarken, listedeki 100 şirket aynı dönemde yatırımcılarına her sene ortalama yüzde 17?lik bir getiri sağlamış. Listedeki kurumlar satışlarını ve de marjlarını aynı arttıran kurumlar olduğundan bu getiri doğal bir sonuç olmuş. Bu kurumlar aynı büyümeyi sürdürdükleri takdirde 2020 yılında 8 trilyon Amerikan Doları seviyesine gelecekler, yani S&P 500?ün bugünkü değerine ulaşacaklar.
?2011?in Yükselen Yıldızlarında 5 ana trend göze çarpıyor
2011?in yükselen yıldızlarını karakterize eden 5 ana trend şöyle:
>> Çin’in devam eden yükselişi: Çin bu listenin de, pek çok teknik beceri veya maliyet verimliliği gereken sektörün de lideri olarak karşımıza çıkıyor. Bu listede en yakın rakibinin 1,5 katından büyük olan Çin, bu pozisyonu kamusal destek, teknik ve altyapısal gelişim ve ciddi anlamda rekabetçi işgücünden elde ediyor
>> Hızla artan doğal kaynak talepleri: Gelişmekte olan ülkeler ve ülke firmaları doğal kaynak satın alımları yapıyor. Bu stratejinin temelinde gelişmekte olan ülkelerdeki tüketim ihtiyaçlarını karşılama hedefi yatıyor.
>> Çok sektörlü holding kuruluşlarındaki artış: Listedeki kuruluşlar bir bölümü çoklu iş modeli uyguluyorlar. Bu yapıdaki kurumların sayısında artış görülüyor. Bu kurumların en önem verdikleri konu, hangi iş alanlarında olacaklarına karar verirken doğru tercihlerin yapılması.
>> Küresel markalar yaratmak: Daha çok dayanıklı tüketim ve hızlı tüketim üreticilerinde küreselleşme odağı giderek artıyor.
>> Stratejik ortaklıklardaki artış: Listedeki kurumlar hem diğer yükselen yıldızlarla hem de küresel oyuncularla ortaklıklarını artıyorlar. Bu ölçek ekonomisi, pazara giriş imkânları, tecrübe ve maliyet paylaşımı gibi önemli faydalar sağlayabiliyor.
?Satın alma ve birleşmeler artıyor?
Özellikle büyümeye altyapı sağlayan emtia ve doğal kaynak sektörleri bu satın alma alanında başı çekiyorlar. 2006 – Ağustos 2010 arası listede yer alan doğal kaynak sektörlerindeki yükselen yıldızlar tam 154 sınır ötesi birleşme ve satın alma gerçekleştirdi. Bu geçtiğimiz 5 yıla kıyasla 2 kat bir rakam olarak göze çarparken, listedeki diğer bütün sektörlerin birleşme ve satın alma rakamlarının da çok üzerinde duruyor.
?Önce kendi bölgelerinde büyüyorlar?
Yükselen Yıldızlar büyümelerini öncelikle kendi iç piyasalarına, sonrasında da gelişmekte olan komşu ekonomilere odaklıyor. Bu kurumlar genelde gelişmiş pazarları ele geçirmeye ve küresel devlerle onların pazarlarında rekabete çalışmıyor. Burak Tansan’a göre “Yükselen Yıldızlar bu pazarlarda rekabet edemeyecekleri için değil, etmek istemedikleri için rekabet etmiyorlar. Kendi ülkelerinde orta sınıf nüfusu 2020 yılında dünya nüfusunun yüzde 30?una denk gelecekken ve dünyada büyüme kendi ülkeleri ve yakın komşuları tarafından yapılırken, buna çok da gerek yok. Bunu destekleyen önemli bir bulgu, gelişmekte olan ülkelerin küresel ticaretteki paylarını çok hızlı bir şekilde arttırmaları. Türkiye de bu değişime hızlı bir şekilde adapte olmuş durumda. Türkiye?nin gelişmekte olan ülkelere yapılan ihracatının toplam ihracatımızdaki payı 2000 yılında yüzde 14 iken 2009 yılı sonunda yüzde 24?leri aşmış durumda.”
?Yükselen Yıldızlar? yeni bir dönem açtı
Bu konjonktürde hem küresel devlerin, hem de gelişmekte olan ekonomi yıldızlarının beraber yapabilecekleri projeler var. Tansan’a göre “gelişmekte olan yıldız firmalar, yani “Global Challenger?lar? hem güç, hem de konum anlamında yeni bir çağa girdiler. Gelişmiş ülkelerdeki ileri görüşlü küresel şirketler bu yükselen yıldızları hem potansiyel müşteri hem de potansiyel ortak olarak görmeliler. Yani ?kazan-kazan? yaratmaya çalışmalılar çünkü zamanla rekabet daha da arttığında yükselen yıldızlar ile küresel devler aralarındaki sınırlar çok net olmayacak.”
BCG İstanbul proje yöneticilerinden Dorukhan Acar’a göre küresel devler ile yükselen yıldızlar arasındaki ilişkide 4 grup stratejik aksiyon göze çarpıyor:
>> Başarılı iş modellerinin adapte edilmesi: Örnek olarak, Hint yazılım ve çağrı hizmeti sektörlerinin başarısını hem küreseller, hem de diğer gelişmekte olan ülke oyuncuları hızla adapte ettiler.
>> Rekabetçi yanları netleştirme: Örnek olarak, Türkiye, küresel otomotiv devlerinin hem üretim, hem de tedarik için ana merkezlerinden biri oldu. Hem Avrupa, hem de Amerikan kökenli lider şirketler rekabet avantajları olmayan bir alanda savaşmak yerine, değer zincirini bölüp üretimi Türkiye’ye kaydırdılar.
>> Yükselen Yıldızlarla ortaklıklar: Örnek olarak, küresel ilaç devleri, gelişen jenerik ilaç üretici yıldızlarla birleşme yoluna gidiyorlar.
>> Pazarın kurallarına göre oynama: Çin’de sektör arayan elektronik üreticisi dev firmalar, fiyat ve ürün özelliklerini, Çin’e göre adapte ettiler; örneğin Sharp, Samsung gibi oyuncular çok ucuz düz ekran televizyonlar çıkarttılar.
Tansan’a göre küresel sektörel liderlik savaşında daha yolun başındayız. Yükselen Yıldızlar önümüzdeki döneme yön verecek potansiyele sahipler. Bunun için ise kendilerini mevcut konumlarına taşıyan geleneksel artılarını kaybetmeden ancak trendleri ve yönetimsel doğruları ekleyerek sektörel liderliğe ulaşabilirler. Tansan?a göre, yükselen yıldızlar tarafından atılması gereken adımlar şöyle sıralanabilir:
>> Rekabet edilecek pazarların doğru seçimi ? Yeni dönemde Afrika, Latin Amerika ve Orta Doğu’nun bazı ülkeleri, Güney Batı Asya gibi bölgeler büyümeyi tetikleyecek yeni pazarlar yaratacaktır. Bu pazarları doğru analiz ederek kendilerini iyi konumlandıran şirketler sürdürülebilir bir rekabet avantajı yaratacaklar.
>> İç pazarın korunması ? Yükselen Yıldızların çoğunluğu halen iç pazarlarına dayalı modellerle mevcut durumlarını koruyorlar, dolayısıyla iç pazarlarında olası kayıplar onları ciddi anlamda etkileyecektir. Bu nedenle, ?kalenin korunması? birçok yükselen yıldız için hala en önemli konuların başında geliyor.
>> Mega şehirler dışındaki gelişmekte olan pazarlara giriş – Yöneticiler genelde aktif oldukları ülke sayısına veya o ülkelerdeki ana metropollere odaklanıyorlar. Bu anlaşılabilir bir durum. Ancak, gelişmekte olan ülkelerdeki orta büyüklükteki kentler esasen toplam tüketim hacminin çoğunluğuna denk geliyor. Dolayısıyla artık ülkeler ve metropollere değil, kritik ölçeği aşan kentlere odaklanmak lazım.
>> Yetkinlik ve ölçek gelişimine yönelik aksiyonlar almak ? Rekabet gücünü korunması için AR-GE tesisleri, küresel dağıtım ağları gibi farklılaştırıcı nişlere odaklanmak artan bir önem kazanacak.
>> Geleneksel rekabet avantajlarının üzerine yenilerini eklemek ? Sadece üretim maliyeti avantajı bir gün elden gideceğinden bunu patent, teknoloji, ürün geliştirme, hizmet mükemmeliyeti gibi sadece geleneksel olmayan ve kolay kopyalamayan artılarla desteklemek de çok önemli olacak.
Tansan’a göre “gelişmiş küresel oyuncuların da bu yükselen yıldızlara reaksiyon göstereceği pek çok nokta var, dolayısıyla önümüzdeki 10 yılın kazananları hızla değişen dünyaya, gelişen pazarlara ve rekabet kendilerini en çabuk adapte edenler olacak. Bugün gelinen noktada ise, gelişmekte olan ülke oyuncularının, gelişmiş ülkelerin küresel oyuncularına hızlı bir biçimde yaklaştığı gerçeğini unutmamak gerekiyor.?
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.