Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (BECERİ’10) Projesi’nin İstanbul?daki tanıtım toplantısında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, işsizliği besleyen ana etkenin mesleksizlik olduğuna işaret ederek, ?Beceri’10 projesiyle, gençlerimizin bir meslek sahibi olması sağlanacak ve işsizliğin ana damarı tıkanacaktır” dedi. Beceri?10?nun bugüne kadar uygulanmış en somut proje olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, ?20 binden fazla işsizimize şimdiden umut olduk. 19 ilde 2 bin 235 şirketimiz projeden stajyer istihdam etme talebimizi kabul etti. Bu şirketlerden 20 bin 616 kişilik stajyer talebi aldık. 5 yılda 1 milyon işsizimizi iş hayatına kazandırmayı hedefliyoruz? dedi.
Hisarcıklıoğlu; TOBB, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) işbirliğiyle yürütülen Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (BECERİ’10) Projesi ile ilgili olarak, ”Bundan daha büyük bir proje olamaz. Bugüne kadar uygulanmış en somut proje… Sanayicilerimize sesleniyorum; ne olur bunun farkına varın” dedi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, mesleksizliğin, en az işsizlik kadar ciddi ve acil çözüm gerektiren bir sorun olduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, ”Çalışma yaşamına her yıl 800 bine yakın katılımın yaşandığı genç bir nüfusumuz olduğu için övünüyoruz. Ancak, yeterli eğitimi veremediğimiz bu genç nüfus ekonomimizin büyümesine istenen katkıyı veremiyor. Allah’ın verdiğinin üzerine çağın gerektirdiklerini ekleyemiyoruz. Ben Anadolu’yu devamlı geziyor ve görüyorum ki; kahvehaneler işsiz dolu, ama işletmelerimiz, çalıştıracak eleman bulamıyor” diye konuştu.
Bu nedenle bu yılın başında TOBB olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile birlikte bu sorunu çözmek üzere el ele verdiklerini, Beceri’10 projesini hayata geçirdiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, ”Bu proje, beceri kazandırma ve iş edindirme seferberliğidir. Aynı zamanda hem işverenlerimiz hem de işsizlerimiz için bir umut projesidir” dedi.
İşgücünün kalitesini artıralım
Sanayileşme hamlesinde bir sonraki adıma geçebilmek için işgücünün kalitesini artırmaları gerektiğini, ancak işgücünün mevcut eğitim düzeyinin teknolojik gelişimlerini engeller nitelikte olduğunu, bunu tam tersine çevirmek zorunda bulunduklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Bundan sonraki dönemde sanayileşmek demek, insan kaynağımızı geliştirmektir. Bu proje, nitelikleri yetersiz olan ya da teknolojik değişimler sonucu nitelikleri güncelliğini yitiren işsizlerimiz için iş bulma umududur. Bu projenin amacı, sadece bir üretkenlik ve rekabetçilik meselesiyle de sınırlı değildir. Aynı zamanda bir toplumsal sorumluluk söz konusudur. Dolayısıyla, TOBB olarak bu projeye çok önem veriyoruz. Hep beraber insanlarımız için hayırlı bir işe imza attığımızı düşünüyorum. Kültürümüzde güzel bir söz var. İnsanın en hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Bu projeyle sağlanacak işin ve aşın, insanımız için ne kadar önemli olduğunun farkındayız.”
Her işi yaparım demek, hiçbir işi doğru yapamam demek
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, işsizliği besleyen ana etkenin mesleksizlik olduğuna işaret ederek, ”Mülakat yaptığım adaylara bazen soruyorum, ‘ne iş yaparsın?’ diye… Cevap ‘abi her işi yaparım’. ‘Her işi yaparım’ demek, aslında ‘hiçbir işi doğru yapamam’ anlamına geliyor. Dolayısıyla, Beceri’10 projesiyle, gençlerimizin bir meslek sahibi olması sağlanacak ve işsizliğin ana damarı tıkanacaktır” dedi. Söz konusu projenin bir benzerini daha önce Güney Kore’nin yaptığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
”Biz inşallah daha büyüğünü yapacağız. Bu projeye başlarken hedefleri de büyük koyduk. İşverenlere, ‘aradığınız elemanı siz seçin biz yetiştirelim’ dedik, işsizlere, ‘piyasada geçerli bir meslek öğrenin, tercih edilin’ dedik, işverenlere, ‘yetiştirdiğimiz kursiyeri staja al, sen de eğitimine katkı ver, hem de bu dönemde tek bir kuruş masrafın olmasın’ dedik, işsizlere ‘her beceri bir altın bilezik, hem de eğitim süresince 15 TL harçlık alacaksın, sigortan yatacak’ dedik, işverenlere, ‘yetiştirdiğimiz elemanları işe alırsanız, belirli sürelerde işveren sigorta primi ödemeyeceksiniz’ dedik, işsizlere, ‘kurslarda başarılı olursan, yüzde 90 işin garanti’ dedik. 5 yılda 1 milyon işsizimizi bu proje kapsamında mesleki eğitim verip, iş hayatına kazandırmayı hedefledik.”
Hisarcıklıoğlu, söz konusu projeyle, 81 ildeki ticaret ve sanayi odaları vasıtasıyla işverenlerin mesleki eğitim kurslarında yönetim süreçlerine katılımının sağlandığını, böylece yerel paydaşlar arasında koordinasyon ve işgücü politikalarının başarısının artırılacağını, odaların merkezi bir rol üstlendiği bu mekanizmayla şirketlerin sesinin daha fazla duyulacağını, beceri uyumsuzluğunun ortadan kalkacağını söyledi.
Projenin ilk aşamasını tamamladık
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, gelinen noktada temmuz ayında başladıkları projenin ilk aşamasını tamamladıklarını, 81 ilde seçilen 111 okulda, 88 milyon lirası donanım ve 4 milyon lirası eğiticilerin eğitimi olmak üzere toplam 92 milyon lira yatırım yapıldığını, odalar kanalıyla o ildeki işverenin ihtiyaç duyduğu alanlarda eğitim yatırımı yapılmasını sağladıklarını, 19 il ve 3 ilçede işgücü piyasası ihtiyaç analizleri yaptıklarını, işverene, hangi nitelikte eleman istediğini sorduklarını, ilgili odaların, TOBB ETÜ ve TEPAV ile birlikte sanayicileri kapı kapı dolaştığını, 19 ilde 5 bin sanayiciye ulaştıklarını kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
”19 ilde 2 bin 235 şirketimiz projeden stajyer istihdam etme talebimizi kabul etti. Bu şirketlerden 20 bin 616 kişilik stajyer talebi aldık. Yani 20 binden fazla işsizimize şimdiden umut olduk. Daha projenin analiz ve tanıtım çalışmaları sırasında bunu başardık. İlerleyen günlerde, proje daha da bilinir hale geldikçe, proje kapsamındaki teşvikler hayata geçince, bu talebin katlanarak artacağından hiçbir şüphemiz yok. İnşallah kısa sürede stajyer istihdamını 100 binlere çıkardığımız günleri de müjdeleyeceğiz. Önümüzdeki günlerde de alınan taleplere göre kursların açıldığını göreceğiz.
İşe almak istediğiniz kişileri bize gönderin, eğitimden geçirelim. Sizin tesislerinizde staj verdirelim, bu arada cebinizden de bir kuruş para çıkmasın. Ayrıca, projedeki teşviklerden de istifade edin. Bu tarihte olmuş bir hadise değil. Biz yıllardır kamuya şunu söylüyorduk; kapıda yazıyoruz, ‘kaynakçı aranıyor’, bir tarafta işsizlik ordusu. Kaynakçı mı, bilgisayar kullanan mı, muhasebe bilen eleman mı istiyorsun. Seçin elemanı, eğitim ve staj süresi boyunca günlük 15 lira harçlık alsın, eğitim alacak arkadaşımız aynı zamanda sigortalı olsun. Stajı görürken yine cebinizden para çıkmasın. 6 ayın sonunda bu kişiden memnunsan işe başlatacaksın. İşe başlattığın zaman 4 yıla kadar giden üzerindeki sosyal güvenlik primini de yine devlet ödüyor. Bundan daha büyük bir proje olamaz. Bugüne kadar uygulanmış en somut proje… Başta sanayinin ana şehri olan İstanbul’daki sanayicilerimiz olmak üzere sanayicilerimize buradan sesleniyorum; ne olur bunun farkına varın. Bir taraftan istihdamın üzerindeki yüklerden şikayetçi olacağız bir taraftan da projelerin farkında olmayacağız. Burada özellikle sendikalara da seslenmek istiyorum; sendikalarımız vasıtasıyla işsiz olan insanlara bunun duyurulması lazım.”
İSO Başkanı Tanıl Küçük: ?Nitelikli işgücü konusundaki eksiklerimizi gidermeliyiz”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük ise konuşmasında işsizliğin, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de, en önemli ekonomik ve sosyal sorunların başında geldiğini söyledi.
Özellikle eğitimli genç işsizliğinin Türkiye’de oldukça yüksek oranlarda olduğuna işaret eden Küçük, ”Hal böyle iken, diğer tarafta, sanayicilerimiz, kalifiye eleman temini konusunda büyük sıkıntı içinde. Bu çarpıcı durum, bize, eğitim sistemimizin yetiştirdiği işgücü ile sanayimizin talep ettiği işgücü arasında kopukluk olduğunu söylemekte” dedi.
Bu kopukluğu gidermenin, eğitim-istihdam köprüsünü kurmanın yolunun, mesleki ve teknik eğitimi geliştirmekten geçtiğini vurgulayan Küçük, bu çerçevede, mesleki ve teknik eğitimin, uzun zamandır, İSO’nun gündemindeki en önemli başlıklardan birini oluşturduğunu söyledi.
Hem mesleki eğitimin yaygınlaşması ve kalitesinin artması, ve hem de eğitim istihdam köprüsünün sağlam bir şekilde kurulmasına yönelik çalışmaların, son dönemde önemli ölçüde arttığına dikkati çeken Küçük, bu gelişmelerden büyük memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Tanıl Küçük, şunları kaydetti:
”Nitekim, 2011-2013 yıllarını kapsayan orta vadeli programda da, işgücü talebi ve eğitim arasındaki bağlantının güçlendirilmesi, aktif işgücü politikalarının yaygınlaşması ve işgücü piyasasının esnekleştirilmesi, istihdamı artırmaya yönelik, üç temel politika alanı olarak öngörülmüştür. İhtiyaca cevap veren ve iyi işleyen, bir mesleki ve teknik eğitim sistemi, kuşkusuz ki, ancak, ilgili tüm tarafların, kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve ailelerin, işbirliği ve iletişim içinde beraberce çalışması ile oluşturulabilir. Eğitim-istihdam köprüsünün güçlendirilmesi de, yine ancak, böylesi bir işbirliği ortamında, hedef grupların beceri ihtiyaçlarının iyi tespit edilmesinden geçmektedir.”
Vasıfsız işgücünün iş bulma şansı giderek azalacak
Teknolojik yeniliklerin, ürünlerin bilgi ve teknoloji içeriğinin artmasının, kol gücüne, insan emeğine duyulan ihtiyacı azalttığını ifade eden Küçük, vasıfsız işgücünün, iş bulma şansının giderek azaldığını ve azalacağını belirtti.
Sanayi için gelecek vizyonlarının merkezinde, katma değeri yüksek, bilgi ve teknoloji içeriği yoğun bir üretim yapısına geçme hedefinin yer aldığına işaret eden Küçük, şunları kaydetti:
”Biliyoruz ki, böyle bir üretim yapısı, nitelikli işgücünü gerektirir. Katma değeri yüksek ürünleri, ancak iyi eğitilmiş, nitelikli işgücü ile üretebilirsiniz. Dolayısıyla, mesleki eğitimin iyileştirilmesi, işsizlik sorunumuzun çözümünün yanı sıra, sanayimizin rekabet gücü ve gelecek hedefleri açısından da büyük önem taşımaktadır. Türkiye olarak, kriz yılı 2009’un ardından, 2010’u, etkileyici, dikkat çekici bir büyüme performansıyla kapatıyoruz. Bundan sonrası için hedefimiz, ekonomideki iyileşmeyi güçlü ve kalıcı hale getirmek, büyümeyi sürdürülebilir kılmak. Biliyoruz ki, bu hedefe ulaşmanın önemli unsurlarından biri de, mesleki eğitim almış, nitelikli işgücüdür. Küresel rekabet yarışına devam edebilmek, büyümeyi hızlandırabilmek için, nitelikli işgücü konusundaki eksiklerimizi en kısa gidermek zorundayız.”
Bakan Ömer Dinçer: ?Çalışma hayatını esnekleştirirsek, daha fazla istihdam imkanına sahip olacağız?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, ”Türkiye’de bugünkü çalışma hayatı şartlarını sabit olarak kabul ettiğimizde ekonomimiz yılda yüzde 1 puan büyürse, istihdamımız yüzde yarım artmaktadır. Bu ise aşağı yukarı 100-115 bin civarındaki işçiye, insana tekabül etmektedir. Ama çalışma hayatımızı esnekleştirirsek o zaman ekonomik büyüme aynı olsa bile yaklaşık 50 bin kişi daha fazla istihdam yaratma imkanına sahip olacağız” dedi.
Dinçer, bu yıl eylül ayı sonuna kadar yaklaşık 953 bin kişinin iş sahibi olduğunu belirtirken, ”Yıl sonunda inşallah bu rakam birazcık daha artacak diye varsayıyoruz. Ama eğer bunu sürekli hale getiremeyecek olursak Türkiye’deki işsizlik sorununu çözme şansımız da olmayacak” şeklinde konuştu.
İşgücüne katılma ve istihdam oranlarımız çok düşük
Genç nüfusun çalışma hayatına katıldığını, her yıl ortalama 800 bin kişinin çalışma hayatına atıldığını, işgücüne katıldığını ifade eden Dinçer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Sadece bu kadarla değil, daha da önemlisi gelişmiş ülkelerle mukayese edildiğinde bizim hem işgücüne katılma oranlarımız çok düşük hem de istihdam oranlarımız çok düşük. Eğer çalışabilir nüfusun işgücüne katılma oranları 1 puan artırmak için çaba sarf etmiş olsaydık aşağı yukarı bu 800 bin kişiye ilave 530 bin kişi daha ekleyecektik. Eğer işgücüne katılan insanların istihdamını 1 puan daha artırmayı hedeflemiş olsaydık ilave 230 bin insanı ekleyecektik. Bugün istihdam oranlarımız yüzde 44. Onu 45’e çıkartmayı düşünüyorsanız yaklaşık olarak 230 bin kişi ekleyeceksiniz artı yeni katılanların da yüzde 44-45’ini bunun üzerine koyacaksınız.
Her yıl aşağı yukarı bizim 600 bin kişiye istihdam yaratmamız gerekiyor. O da mevcut yeni dahil olanları, işte 1 puan da istihdamı artırmayı öngördüğümüzden… Bu ise Türkiye’de aşağı yukarı her yıl 5,5-6 büyümeyi öngörüyor. Ama birikmiş stokları hesap ettiğimizde bu büyüme oranı bile bizim toplum olarak ihtiyaç duyduğumuz istihdamı sağlamaya yetmeyecek. Bu açıdan bakıldığında bizim kapsamlı ve çok sistematik istihdam yaratma programları ortaya koymamız lazım. Daha da önemlisi çalışma hayatının esnekliğini artırmamız gerekiyor ki daha fazla istihdam yaratabilelim.”
Ekonomilerin artık istihdam dostu ekonomiler olmaktan hızla uzaklaştığını belirten Dinçer, teknolojik gelişmeler ve değişmelerin etkisiyle ekonomilerin, istihdam yaratma kapasitelerini sınırladığını, bunu aşabilmenin yegane yollarından birinin çalışma hayatını mümkün olduğu kadar esnekleştirmek olduğunu söyledi.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da projenin çok iyi tanıtılması gerektiğini vurguladı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.