İstanbul Sanayi Odası tarafından düzenlenen 9. Sanayi Kongresi’nin ilk günkü konuk konuşmacısı olan Harvard Üniversitesi Uluslararası Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Ricardo Hausmann, dünyadaki ekonomik büyüme biçimini ve Türkiye?nin bu biçimde kendisini nasıl konumlandırması gerektiğini konu alan konuşmasında; genel düzenin ayrışmadan birleşmeye doğru bir geçiş şeklinde olduğu, bunun da Türkiye?yi etkilerdiğini söyledi.

Adam Smith?in Ülkelerin Zenginliği kitabını yazdığı dönemde zengin ülkenin en fakir ülkeden dört kat zengin olduğunu, şimdiyse bu oranın 387?ye çıktığını belirten Hausmann, bunun nedenlerini irdelediği konuşmasında, “Artık çok daha fazla ülke ABD?den daha hızlı büyüdü ve Çin birinci sırada geliyor. Türkiye bazen hızlı büyüme gösterdi ama bunun da bedelini ödüyor” dedi. Housman, bedeller arasında, döviz kurlarındaki artışı, ödemeler dengesinde krizler yaşanmasını, cari açıklar oluşmasını ve devalüasyonun oluşmasını saydı.

Eskiden hızlı büyüyen ülkelerde kişi başına düşen gelirin de yüksek olduğunu ancak Çin ve Hindistan gibi ülkelerde kişi başına düşen gelirin büyümeyle aynı oranda artmadığını belirten Ricardo Hausmann, bunun tüketici yapısında da bir değişikliğe neden olduğunu kaydetti. 2020?de Çin?in ekonomisinin ABD?ninki kadar büyük olurken dünya ekonomisinin büyümesine ABD?den daha fazla katkıda bulunacağını ancak halkının o kadar zengin olmayacağını ifade etti. Bu durumun bundan sonra birçok ülke için geçerli olacağını da sözlerine ekledi.

“İhracatta Hindistan’a yoğunlaşın”

Türkiye?nin ihracat yaptığı ülkelerin eskiden Türkiye?den daha zengin olduğunu belirten Hausmann, Türkiye?nin ihraç ettiğini ürünlerin yapılarına ve ihracat yaptığı ülkelere de değindi. Burada Türkiye açısından önemli soruyu Türkiye?nin ihraç ettiği ürünlerin en fazla ihracat yaptığı ülkelerin ithal ettiği ürünlerle ne kadar uyumlu olduğu şeklinde ifade etti. En fazla ihracatı yaptığımız Almanya?nın genel olarak bizim sattıklarımızdan farklı ürünler ithal ettiğini, oysa Hindistan ile bu konuda büyük uyum gösterdiğimizi, bu nedenle de Hindistan?a yoğunlaşmamız gerektiğini belirtti.

Yakınlaşmanın Türkiye için bir fırsat olduğunu ama bazı değişiklikler gerektirdiğini ifade eden Hausmann, bu fırsattan yararlanabilmek için daha karmaşık ürünler için gerekli yetkinliklerin geliştirilmesi ve ürün çeşitliliğinin artırılması gerektiği üzerinde durdu. Fakir ülkelerin zenginleşmesinin yolunun aynı üründen daha fazla üretmek değil, daha çok çeşitli ürün üretmek olduğunun altını çizdi. Türkiye?nin de daha karmaşık ürünler üretmeye başladığını kaydeden Hausmann, gelecekte daha fazla yetkinliğe sahip olacağımızı, dolayısıyla daha çeşitli ve az sayıda ülke tarafından üretilen ürünler üreteceğimizi belirtti. Bunun ülkelerin yetkinlikleri düzeyinde büyüdüğü kuramını doğruladığını ifade etti.

Türkiye?nin şehirlerinin de ürettikleri ürünler açısından farklılık gösterdiğini ve zenginlik ve fakirlik ilişkisinin burada da görüldüğünü kaydeden Hausmann, Türkiye?nin başka ürünlere atlama konusunda çok büyük avantaja sahip olduğunu ifade etti.

Yetkinlik ve ürün çeşitliliğini tavuk ve yumurta meselesine benzeten Ricardo Hausmann bu noktada belirlenmesi gereken stratejiye değindi ve Türkiye açısından ürün çeşitlendirmesinin ulus ve şehir düzeyinde önem taşıdığını, yetkinlik ve ürün çeşitliliği meselesinin özel sektör ve kamunun işbirliği ile çözülebileceğini ve bu noktada iletişim ve karşılıklı güvenin büyük önem taşıdığını, bu alanda başarılı olunması halinde sürdürülebilir rekabete ulaşılabileceğini sözlerine ekledi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın