Finans sektörüne yön veren isimleri bir araya getirerek önemli konuları irdeleyen ve artık geleneksel hale gelen Active ACADEMY Uluslararası Finans Zirvelerinin sekizincisi, ?Yeni Normal: Kriz Sonrası Süreçte Ekonomik Tercih ve Öncelikler? temasıyla başladı. Zirvenin ikinci gününün açılış konuşmasını yapan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, yeni süreçte Türkiye?nin genel ekonomik görünümünü, önünde yatan riskleri, fırsatları ve çözüm yollarını anlattı.
Active ACADEMY Uluslararası Finans Zirvesi, finans dünyasının ileri gelenlerini sekizinci kez bir araya getiriyor. İstanbul Swissôtel?de düzenlenen Zirve?nin ikinci günü Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau?nun açılış konuşmasıyla başladı. Yeniden Türkiye?de bulunmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden Zachau, Türkiye hükümeti ile Dünya Bankası?nın ortaklaşa gerçekleştirdiği araştırmalardan çarpıcı örnekler vererek Türk ekonomisinin mevcut durumuna ve yeni normal süreçteki konumuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
?Yeniden Türkiye?de olmak çok güzel?
Ulrich Zachau konuşmasına zirveyi sekizinci kez düzenleyen ve finans dünyasının önemli aktörlerini bir kez daha buluşturan Active ACADEMY?e teşekkür ederek başladı. Brüksel?den henüz geldiğini ve Türkiye?de bulunmaktan duyduğu mutluluğu aktaran Zachau, Dünya Bankası?nın Türk hükümetiyle işbirliği içerisinde yürüttüğü çalışma ve araştırmalarla desteklediği sunumunda ilginç ve aydınlatıcı bilgiler verdi.
?Büyüme zorlu bir krizin ardından geri döndü?
Yeni ekonomik modelin oldukça yıpratıcı bir kriz sürecinin ardından yerleşmeye başladığını kaydeden Zachau, Türkiye?nin bu süreci tüm küresel zorluklara rağmen büyüyerek geçirmesini övdü ve Türkiye?nin dünya ekonomisinde lider bir konuma oturabileceğinin altını çizdi. Zachau sözlerini şöyle sürdürdü: ?Türkiye dünya ekonomisinde lider olabilecek bir potansiyele sahip. Türkiye?ye bu konuda güvenim tam. Fakat krizin ardından gelen yeni aşamaya geçişte atılması gereken adımlar var. Yeni normal büyümenin sürdürülebilir olmasını zorunlu kılıyor. Bunu ölçmenin en iyi yolu da milli geliri 2-3 kat artırmaktan geçer. Türkiye bunu başarabilecek altyapıya sahip. Bu süreçte Avrupa?dan dersler alınmalı zira bizzat kendi ülkem Almanya?dan biliyorum ki, bu çok zor bir süreç. Bu bağlamda özel sektöre düşen önemli görevler var. Özel sektör bundan sonraki süreçte büyümede önemli bir rol oynayacaktır.?
?Türkiye krizden güçlü çıkan az sayıdaki ülkelerden biri?
Ulrich Zachau yılın sonunun henüz gelmediğini fakat Türkiye?nin bu yıl %8?den biraz daha fazla ya da biraz daha az büyüdüğünü kaydetti. Hükümetin uyguladığı makro politikaların kriz döneminde dahi büyümeyi sağlayan ana faktörlerden biri olduğunu vurgulayan Zachau, envanter genişlemesinin önümüzdeki yıl olacağını, bunun sebebinin de belli bir seviyeye erişme döneminin artık geride kalmış olmasından kaynaklandığını belirtti. Dış zafiyetin halen önemli bir endişe olduğuna da dikkat çeken Zachau, önümüzdeki dönemin Türkiye için önemli fırsatlar sunduğunu fakat baş edilmesi gereken risklerin olduğunun unutulmaması gerektiğini de söyledi.
?Merkez Bankası önümüzdeki dönemin risklerini iyi yönetecek?
Türkiye?nin hızla büyümesinin sürdürülebilmesindeki risklere dikkat çeken Zachau, kısa vadeli sermaye giriş-çıkış oranının hala bir sorun olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: ?Hükümet doğru makro politikaları uyguluyor. Bu dönemde riskler her zaman için olacaktır fakat hepsi yönetilebilir. Merkez Bankası söz konusu riskleri yönetebilecek altyapıya sahip. Makro ekonomik politikaların sürdürülmesi ve reformların artırılması halinde yatırımlar da artacaktır. Açıklanan orta vadeli plan da bunu destekliyor. Mali çerçeve son derece sağlıklı fakat asıl sorun ?mali kalite?. Kamu yatırımlarının milli gelire katkısı düşük kalıyor.?
?İşsizlik hala büyük bir sorun?
Büyümeyi değerlendirmeyi sürdüren Zachau, mali politikaların yapısal faktörler üzerinde her zaman için verimli olmayabildiğini ifade etti. Türkiye?deki istihdamın büyüme oranına yetişemediğini vurgulayan Zachau şunları söyledi: ?İşsizlik hala çok yüksek seviyede. Yüzde 8 oranında büyüyen Türkiye?deki istihdamın kriz öncesi döneme göre sadece yüzde 1,5 oranında büyümesi yeterli değil. İstihdam büyümenin temposundan geri kalıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri Türkiye?nin nüfus özellikleri. Her yıl 700.000 yeni genç emek pazarına giriş yapıyor. Bu kadar çok insana yeni iş imkanları yaratmak zorlu bir mücadele olduğu kadar aynı zamanda çok büyük bir fırsat. Zira Türkiye?nin en önemli değerlerinden biri genç nüfusu. Avrupalılar kendilerinde gitgide azalan genç nüfusun Türkiye?de ne kadar fazla olduğunun farkında. Büyümeyi sürdürülebilir kılmakta öncelik bu nedenle istihdam olmalı. Bunun için eğitim şartları ve eğitim kalitesi artırılmalı, emek piyasasıyla ilgili yasal düzenlemelerde reform yapılması gerekiyor. Hükümetin de bu durumun farkında olduğunu görmek memnuniyet verici.?
?Kadınların işgücüne katılımı artacağı yerde azalıyor?
Kadınların işgücüne katılımının istihdam oranı ve üretim faktörleri için öneminin altını çizen Zachau, Türkiye?de kadınların işgücüne katılımının yeterli seviyede olmadığının hatta beklenen seviyeden geriye gittiğinin ve bunun da endişe verici olduğunun altını çizdi. ?Bu sorunu çözmek için yapılması gereken şeyler var? diyen Zachau şöyle devam etti: ?Kadınların emek piyasasına katılımı kriz döneminde azaldı. Bunun sebebi krizin etkileri nedeniyle yaşanan iç göçler. İş esnekliğinin sağlanması kadınlar için çok önemli. Esnek iş saatleri erkeklerin hayatlarında fazla bir değişikliğe yol açmasa da kadınların işgücüne katılımını destekleyen bir olgu. Kadınların daha rahat çalışabilmesi için çocuk bakımına daha fazla bütçe ayrılmalı. Türkiye?de çocuk bakım programları fazla pahalı olduğu için tercih edilmiyor.?
?Türkiye?nin küresel rekabet gücü potansiyelinin çok altında?
Türkiye?nin G20 üyesi ve Avrupa Birliği üyeliğine aday bir ülke olmasının yanında dünyanın her yerinde ticari ilişkilerini geliştirmiş bir ülke olduğuna dikkat çeken Zachau, dünyanın her yanında rekabet içinde olmanın zorluğunu dile getirdi. Bu süreçte Türkiye?nin küresel rekabet gücünün beklenenin altında kaldığını rakamlarla ifade eden Zachau, küresel rekabet gücünün artırılması için gerekli faktörleri ?Yatırım iklimi, istihdam, ticaret, eğitim, tarım, bilim ve teknoloji, altyapı, inovasyon ve ARGE? olarak sıraladı ve bankaların kaynak yaratarak bu aşamada Türkiye?de önemli rol üstleneceğini söyledi.
?Türkiye iş yapma kolaylık ve reformlarında komşularının arkasında kaldı?
Türkiye?nin iş yapma kolaylığı sıralamasında 60. sıradan 65. sıraya gerilediğini belirten Zachau, ?Evet Türkiye ilk 100?de fakat bu potansiyel ve büyüme gücüyle ilk on sıranın her basamağında olabilmeli. Hükümetin de bu konuda ne kadar iyi çalıştığını görüyorum? dedi. Türkiye?deki iş reformlarının yavaşladığına da dikkat çeken Zachau, kümülatif büyüme açısından Bulgaristan, Gürcistan ve Azerbaycan gibi komşularının gerisinde kaldığını ifade etti. Türkiye?de işten çıkarma maliyetlerinin yüksek olduğunu kaydeden Zachau, bunun iş esnekliği önündeki engellerden biri olduğunu da sözlerine ekledi.
?KOBİ?lere daha çok kredi gerekiyor?
Türkiye?de şirket büyümesinin önünde beş ana engel bulunduğunu ifade eden Ulrich Zachau bunları ?finansal sisteme giriş, vergi oranları, siyasi istikrarsızlık, ölçüsüz rekabet ve eğitimsiz işgücü? olarak sıraladı. KOBİ?lerin finansal sisteme dahil olmakta çok zorlandıklarını belirten Ulrich, ?KOBİ?ler büyümede önemli bir rol oynuyor ve daha çok krediye ihtiyaç duyuyorlar. Aramızda bankacı dostlarımız var ve politikalarını buna yönelik olarak gözden geçirmelerini öneriyorum? diye konuştu. Kalifiye işgücünün eğitilmesinde özel sektörün önemli bir rol oynayacağını belirten Zachau, Garanti Bankası?nın eğitime verdiği desteğin tüm sektöre örnek olması gerektiğini vurguladı.
?Zaman Vergisi çok büyük bir sorun?
Türkiye?de şirketlerin bürokrasiye harcadıkları zamanı ?zaman vergisi? olarak ifade eden Ulrich Zachau araştırma verilerinin Türkiye?de şirket yönetimlerinin bürokrasiye harcadığı zaman oranının %27 gibi yüksek bir rakam olduğuna dikkat çekti. ?Bu oran çok fazla. Şirketler zamanlarının çeyreğini bürokraside yitiriyor? dedi.
?Türkiye eğitimde OECD ülkelerini 1-2 yıl geriden takip ediyor?
Türkiye?deki 15 yaş civarındaki gençlerdeki matematik becerisinin OECD ülkelerindekilere oranla 1-2 yıl geriden geldiğini ortaya koyan araştırmadan bahseden Zachau, ?Türkiye, bu alanda Marmara dahil hiçbir bölgesiyle OECD seviyesinde değil. Bu endişe verici. Elbette bu uzun vadede düzelebilecek bir sorun. Bundan yola çıkarak hükümeti de tebrik etmek istiyorum. Zira okul öncesi eğitimine büyük önem veriyorlar ve bu aşamada önemli aşama kaydettiler. Kaliteli eğitimin her yere yayılması gerekiyor. Hepimiz çocuklarımızın en iyi eğitimi almasını isteriz fakat eğitim fırsatlarından yararlanamayan çocuklar şu an bu salonda değil, Türkiye?nin farklı yerlerinde. Özel sektör bu yolda hükümete mutlaka destek olmalı?
?Yeni normalde sadece sermaye akışı yeterli olmayacak, sürdürülebilir büyüme şart?
Türkiye için yenilikçilik ve ARGE konularına değinen Zachau ABD?de son 25 yıldaki istihdamın yeni ve yenilikçi şirketler tarafından sağlandığını, bu iklimin Türkiye?de henüz bulunmadığını söyledi. ARGE harcamalarında Türkiye?nin Çin?in ardından dünyada ikinci sırada olduğunu vurgulayan Zachau, bu harcamaların milli gelire yansımadığını ve Türkiye?nin bu alanda rekabetçilikten hala uzak olduğunu ifade etti. ?Büyük şirketlerin ARGE?ye yatırım yapması önemli. Fakat yenilikçi orta sermayeli şirketlerin araştırma ve geliştirmeye yatırım yapması yeni işleri artırıyor ve bu bakımdan istihdamı daha çok artırıyor? diyen Zachau, mevcut yasal düzenlemelerin bu konular için uygun olduğunu fakat asıl sorunun uygulama olduğunu da sözlerini ekledi.
?Türkiye enerji alanında darboğaza girebilir?
Krizde enerjiye olan talebin düştüğünü ifade eden Zachau, gerekli düzenlemelerin ve yatırımların gerçekleşmemesi durumunda enerjideki arz talep dengesizliklerinden ötürü 2013-2017 yılları arasında bir ?darboğaz? yaşanabileceğini söyledi. Elektrik sektöründe üretim ve dağıtım alanlarının özelleştirilme çalışmalarını olumlu gördüğünü belirten Zachau, bu alana fark yaratan unsurun ?yenilenebilir ve verimli enerji? olacağının altını çizdi ve sözlerini sürdürdü. ?Yenilenebilir ve verimli enerji hem talebi belli oranda tutuyor hem de çevreyi kirletmiyor. Bu alanda yatırımın geri dönüşü de çok yüksek. Özel sektörün bu alana yatırım yapması çok faydalı olacaktır.?
Sözlerini ?yeni normal?in Türkiye için küresel rekabetçi olacağı bir süreç olduğu görüşüyle bağlayan Ulrich Zachau, hükümetin attığı adımların ve Türkiye?nin güçlü potansiyelinin sunumunda bahsettiği risklerin yönetilmesi için yeterli olacağını söyleyerek konuşmasını tamamladı.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Tüm dünyada küreselleşme istihdam sorunu yarattı.
Teknolojik gelişmelerden dogan bu sorunu ürünlerce içerilen emeği ihraç ederek aşabilirsiniz veya hizmetler sektörünü ve kamu yatırımlarını arttırıp gelir dagılımını iyileştirerek kısmen çözebilirsiniz.
Sayın uzman bir temennide bulunuyor.Bu konuda çözüm önerileri temennilerden daha çok içimize yarar.
Unutmayalım ki çok uzak olmayan bir sürede ekonomimiz ciddi sorunlara gebe.