AHMET COŞKUNAYDIN >> Dünya ekonomisine yön veren en gelişmiş ülkelerin oluşturduğu grubun adı kısaca G-20. İçinde bizim de bulunduğumuz bu grubun ön plana çıkmasını 2008 yılı Ağustos ayı sonunda patlayan Dünya Ekonomik Krizi sağladı. Tüm dünyaya dalga dalga yayılan ve en fazla da gelişmiş ülkeleri etkileyen bu krize bir çare bulmanın G-20 topluluğu elinde olduğu düşünüldü.

Daha önceleri, politik ilişkilere ağırlık veren ve uluslararası çeşitli anlaşmazlıkların çözüm alanı olarak da görülebilen bu ülkelerin yöneticileri yeni bir sorumluluk yüklendiler.

Küresel krize çare bulmak ya da çare olmak. Bu nedenle sık sık bir çok değişik ülkede buluşan liderlerin en son bir araya geldikleri yer Güney Kore?nin başkenti Seul oldu.

Seul?de bu buluşma vesilesiyle Başkan Hüseyin Obama?nın dile getirdiği Kuzey Kore tehlikesi karşısında, “Güney Kore?yi tereddütsüz savunuruz!” sözü ön plana çıktı.

Obama bununla da yetinmeyerek, Güney Kore?nin güvenliğinin desteklenmesinden asla vazgeçmeyeceklerini ve Güney Kore ile ittifaklarının hiç bu kadar güçlü olmadığını da vurgulamaktan kaçınmadı.

Seul?den nükleer silah peşinde koşan Pyongyang?a (Kuzey Kore) elma şekeri de uzatılarak, bu amacından vazgeçmesi halinde ödüllendirileceği dile getirildi.

Seul buluşmasının asıl amacı ekonomik krizdi. Bunun için Amerika?nın teklifi şu şekilde ortaya çıktı. Bütçe fazlası olan ülkelerin tüketimi artırmasının, bütçe açığı olan ülkelerin ise tasarrufa yönelmesinin, küresel ekonomiyi canlandıracağı savunuldu.

Hüseyin Obama özellikle dev ortakları olan gelişmiş ülkelere de seslenerek, kendi refahlarının Amerika?ya bağlı olduğunun da altını çizmeyi unutmadı.

G-20 toplantılarında genelde kararlar alınıyor ama uygulama bekleneni vermiyor ya da veremiyor. Bu olumsuzlukta her ülkenin önce kendi çıkarını düşünmesi ve parasının değeriyle oynaması yatıyor. Parasının değeri üzerinde en büyük dikkatleri ise Çin parası Yuan çekiyor. Parasının değerini düşüren ülke ihracatını patlatarak, karşı ülkenin iç üretimine sekte vuruyor. Milli üretimini canlandırmak isteyenler de karşının ?oyun devalüasyonlarına? şiddetle karşı çıkıyor.

Adeta bir döviz-kur savaşları şeklinde geçen Seul buluşmasından aslında geriye niyetler kaldı. Sonuçta para birimlerinde rekabet devalüasyonundan kaçınılması vurgulandı.

Seul?un özetini ise Yoksulluğa Karşı Uluslararası Çağrı hareketinden Anselmo Le şöyle özetledi: “Ortada çok söz var ama somut bir plan yok!”

Umutlar yeni bir G-20?de? Sabra devam…



sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın