Global Enerji ve Doğal Kaynaklar Grubu tarafından hazırlanan Enerji Öngörüleri 2011 (Energy Predictions 2011) raporunu yayımladı. Enerji sektöründe faaliyet gösteren tecrübeli profesyoneller, Deloitte?un enerji sektöründeki müşterileri ve sektör uzmanlarının görüşleri alınarak hazırlanan bu çalışmaya göre enerji sektörü gelecek yıl gelişmekte olan pazarlara odaklanacak. Ekonomik iyileşmenin anahtarı kabul edilen enerji sektörünün sürdürülebilirliği ve petrol fiyatlarının düzeyi 2011’de küresel ekonominin en önemli parametreleri arasına girecek.
Deloitte Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstrisi Sorumlu Ortağı Sibel Çetinkaya raporu değerlendirerek şunları söyledi:
“Enerji, global ekonominin işleyişinde çok önemli bir rol oynuyor. Son derece dinamik bir sektör olduğundan önümüzdeki 12 ayda enerji sektöründe neler olacağını tahmin etmek hiç kolay değil, ancak sektörün temel ihtiyaçları ve gittiği yön itibariyle baktığımızda öngörüler, hızla gelişen ülkelerde -ki Türkiye de bu grup içinde yer alıyor- enerji sektöründe birleşme ve satın almaların daha yoğun yaşanacağı yönünde. Verilere göre küresel birleşme ve satın alma faaliyetlerinin ortalama üçte biri gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşiyor. Avrupa’nın payı ise son 12 yılın en düşük seviyesinde. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyel ile bölge ortalamasını artıracağı görüşündeyim. Amacımız Enerji Öngörüleri raporu ile sektörün temel konularını tartışmaya açmak, fırsatlar ve yapılması gerekenler konusunda bilgiye dayanan görüş alışverişini hayata geçirmek. Ülkemizde de enerji sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin raporumuzdan faydalanacağını düşünüyorum.”
Birleşme ve satın almalar konusunda gelişmekte olan pazarlar öne çıkıyor
Enerji sektöründeki birleşme ve satın alma dalgasının gelişmekte olan pazarların petrol ve benzin şirketlerine odaklanması ve özellikle petrol kaynaklarının ağırlıklı olduğu gelişmekte olan ülkelerin birleşme ve satın almalar konusunda en hızlı büyüyen bölgeler olacağı belirtiliyor. Verilere göre küresel birleşme ve satın alma faaliyetlerinin %30’u gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşiyor. Avrupa’nın payı ise son 12 yılın en düşük oranı olan %29’a gerilemiş durumda. 2011 yılında küresel enerji kaynaklarının korunması da ön plana çıkacak.
Halen Rusya, Güney Kore, Brezilya ve Malezya’da kamuya ait şirketlere odaklanan ikinci bir satın alma dalgası dikkat çekiyor. Şekillenmeye başlayan üçüncü dalganın ise Bağımsız Devletler Topluluğu bölgesindeki ulusal petrol şirketlerinde görüleceği belirtiliyor. Çin’in güçlü kaynakları olan ülkelerle yaptığı işbirliklerinin hem ülkenin hem de dünya ekonomisinin büyümesine katkısı olacağı görülüyor. Bu işbirlikleri altyapılar ve endüstrinin yanı sıra enerji pazarlarına da faydalı olacak.
Bu süreçte şirketlerin becerilerinin önemi artacak. Gelişmekte olan ülkelerin karmaşık ekonomilerini, kültürel farklılıklarını ve belirsizlik gösteren düzenlemelerini uluslararası standartlarla uyumlu hale getirmeleri gerekecek.
Güneş enerjisi ve bir girdi olarak suyun dünya genelinde önemi artıyor
Sürdürülebilirlik, iş süreçlerine yönelik kararların ana odağı haline geliyor ve küresel rekabeti etkileyen bir unsur olarak önemi giderek artıyor. Sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanılması doğrultusunda su, hem kaynaklara erişim hem de yakıt üretimi için önemli bir girdi olarak öne çıkıyor. Dünya genelinde suyun yakıt üretimi sırasındaki yönetiminin önemi giderek artıyor.
Güneş enerjisi ise potansiyeli nedeniyle diğer enerji kaynaklarından daha hızlı gelişebilme özelliğiyle dikkat çekiyor. Hem doğası gereği komşu ülkelerle anlaşmazlık konusu olmaması, hem de çevre açısından güvenilir olması, güneş enerjisinin önemini yükseltiyor.
Keşif ve üretim aktiviteleri teknolojiyle gelişiyor
Teknoloji, petrol keşif ve üretim aktivitelerinin önemli bir bileşeni olmaya devam ediyor. Petrol ve benzin şirketleri değişen ekonomiye ve talep, üretim ve fiyat konusundaki değişikliklere adapte olmak durumunda kalıyor. En son bilgi ve verileri etkin kullanabilmek şirketlerin rekabetçi avantajlarını artırıyor. Bu nedenle endüstrinin yeni teknolojileri kullanabilmesi büyük önem taşıyor.
Elektrikli araçlar otomobil pazarını sarsacak
Otomobil üreticilerinin elektrikli araçlar üretmeye odaklanması, sektörün büyük bir değişiklikle karşı karşıya olduğunun göstergesi olarak kabul ediliyor. Hibrid elektrikli araçlar popüler olmaya devam ederken sadece fişe takılarak şarj edilen ve tamamen elektrikle çalışan araçlar için olan tüketici talebinin de yükselebileceği belirtiliyor. Tüketiciler, enerji güvenliği ve iklim değişikliği endişeleriyle elektrikli araçlara yöneliyor.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.