Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili ve Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği  (İTKİB) tarafından sektörün Türkiye ve dünyadaki son durumunu göstermek amacıyla hazırlanan raporu değerlendirdi. Rapor sonucunda ortaya çıkan verilerin tamamen kendi tezlerini doğrular nitelikte olduğuna dikkat çeken Akbalık şu açıklamayı yaptı:

Avantajımızı kaybedebiliriz, sektör kaderine terk edildi

2008 krizi sonrası sektörümüz, özellikle AB?deki şirketlerin küçülmeleri ve kendilerini revize etmeleri sonucu avantajlı hale geldi. Bu firmaların, kendilerine yakın olan coğrafyalardan hızlı mal alımları ve bizim de bu alandaki gücümüz, sektörümüzün ihracatı artırdı.

Euro, dolar karşısında değer kaybetmesine rağmen sektörümüz bir artış yakalamıştı. Fakat alımların artması ve piyasaların rahatlaması, şartları 2008 öncesi noktaya getirdi. Gelinen bu noktada, artık daha hacimli alımlar yapan firmalar, siparişlerinin hızlı teslim edilmesinin yanı sıra  fiyat avantajlı ülkelere de rağbet gösteriyor. İlk etapta Tunus, Fas ve Mısır daha sonra ise Uzakdoğu ülkeleri bu noktada ön plana çıkıyor. Bu durum, kur ve girdi maliyetlerinin yüksekliği gerçeklikleriyle birleşince sektörümüz için riskler oluşturuyor.

Kura bir müdahale yapılmazsa ve ulaşım, hız ve kaliteli mal avantajlarımız fiyatla örtüşmezse; sektörümüz zora girecektir. 2011 başlarında ya da ikinci çeyreğinden itibaren,  yakın coğrafyadaki ve Uzakdoğulu rakiplerimiz avantajlı konuma geçmeye başlayacaktır. Sektör son 5 yıldır ciddi bir mücadele vermektedir, avantajlarımızı kaçırmayalım.

Avrupalı alıcı rakiplere ışık yakmaya başladı

Rakiplerimize göre şu anda avantajlı durumdayken yavaş yavaş bu avantajı yitiriyoruz. Başta  Çin ve Pasifik ülkeleri olmak üzere ülke paralarının özellikle değersizleştirilmesi bu ülke firmalarının rekabetçiliğini öne çıkartıyor. Bu zincirleme etkiler sonucunda, Avrupalı alıcılar yakın coğrafyadaki rakiplerimize ve Uzakdoğu ülkelerine ışık yakmaya başladılar.

Merkez Bankası suyu bulandırıyor, problemi bilerek çarpıtıyor

Girdi maliyetlerinin yüksekliği konusunda bir değişiklik olması zor görünüyor. Bu noktada tek çare kur olarak görünüyor. Ülkemizde her yıl 800 bin insana yeni iş sahası açmak gerekiyor ve sektörümüz bu konuda istihdamın baş aktörü, dolayısıyla  planlı çalışılarak sektörün korunması gerekli.

Merkez Bankası bizleri VOB ve forward yapmamakla suçluyor ancak bu bilerek yapılmış bir çarpıtmadır. Kur ayrı, VOB ve forward ayrı şeylerdir. Örneğin forward, istenilen süre baz alınarak mevcut kurun üzerine konulmuş ek faiz oranıdır. Merkez Bankası bu durumu kendi sağladığı bir avantajmış gibi gösteriyor. Bizler bu imkanları değerlendiriyoruz ancak yatırımcılar pozisyon kapatmakta endişeli çünkü aşırı değerli TL?den dolayı sürekli bir düzeltme beklentisi var.  İhracatçılar, fiyat tutturmakta değerli TL nedeniyle problemler yaşıyor.  Merkez Bankası bilinçli olarak suyu bulandırıp gerçek problemlerin dışında bir tartışma yaratmaya çalışıyor. Merkez Bankası, bir an önce sadece enflasyon değil; iktisadi büyüme, istihdam ve dış ticaret hedeflerini de uygulamalı. Bu dört hedefte de başarı sağlandığı zaman Merkez Bankası iyi bir yönetim göstermiş olacaktır.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın