Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, konuk olarak katıldığı İstanbul Sanayi Odası Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı?nda, Türkiye?nin tarım sektörü ve bakanlık olarak yapılan çalışmaları anlattı. Tarımın sadece beslenme sektörü olmadığını belirten Bakan Eker, “Tarihin her döneminde önemlidir. İnsanlık tarımsal üretimi geliştirmeye çalışıyor” dedi. Tarımın sanayi için hammadde girdisi sağladığını belirten Eker, “Tarım aynı zamanda ekolojik dengenin muhafazasında önemli bir işlev yükleniyor” diye konuştu.
Tarımın tanımını da “Biyoloji, ekoloji ve ekonominin kesişim noktasıdır tarım. Bu üç disiplini bir arada düşünmezsek tarımdan bahsedemeyiz. Biyolojideki gelişmelerden ayrı düşünemeyiz. Ürettiğimiz aynı zamanda bir iktisadi maldır. Ekonomi biliminin disiplinlerini, ölçek ekonomisini, kaliteyi dikkate almazsak, yaptığımız iş rasyonel olmaz; o zaman ne mal satarsın, ne iktisadi faaliyetin karlı olur. Yaptığımız işin de sürdürülebilir olması gerekiyor ki, ekolojik denge bu nedenle önemlidir” diye yaptı. Üretim tüketim ve ticaret dengelerinin hızla değiştiğine değinen Bakan Eker, “Ürün desenleri değişiyor. İklim değişikliği nedeniyle üretimin zamanları değişiyor” diye uyardı.
Gerçek olmayan iddia
Türkiye?nin tarımsal hammadde ithal etmesiyle ilgili konuya değinen Tarım Bakanı Mehdi Eker, Türkiye?nin dünyada tarımsal anlamda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olduğu iddiasının hiçbir zaman gerçek olmadığını söyledi. Türkiye?nin işleyip tekrardan yurtdışına satmak üzere tarımsal hammadde ithal ettiğini ifade eden Bakan Eker, ?’Eğer sizin üretim potansiyeliniz var, onu değerlendiremiyor ve bilgisizlikten, kapasite kullanamamaktan dolayı üretemiyorsanız, mecburen ihtiyacınızı dışarıdan getiriyorsanız bu ayıptır, yanlıştır, irrasyoneldir. Ama siz üretiminizi kullanıyor, verimliliğini artırıyorsanız, ham madde ihtiyacının ilave kısmını dışarıdan getiriyor, işleyip dünyaya satıyorsanız bu iyi bir şeydir” diye konuştu.
Göreve geldikleri günden bu yana tarım sektörüne günlük değil stratejik bir bakış açısıyla yaklaştıklarını vurgulayan Bakan Eker, bu bakış açısı ve buna uygun üretilen politikalarla ortaya çıkan verim artışıyla Türkiye?nin Dünya Bankası verilerine göre tarımsal üretim değeri açısından 23,7 milyar dolar ile 11. sıradayken, 2008 yılında 56,6 milyar dolar ile 8. sıraya yükseldiğinin altını çizdi.
Türkiye?nin Avrupa Birliği?ne katılım sürecinde yapılan çalışmalara da değinen Bakan Eker, bazı AB üyesi ülkelerin, Türkiye’nin gelişen üretim ve tarım ürünü ihracatını rakip olarak görmeleri ve siyasi olarak engellemeye çalışmalarına rağmen, uyum çalışmaları kapsamında ?Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı? faslının açıldığına da dikkat çekti.
Tarım envanteri çıkarma yolunda çok mesafe kaydedildi
Türkiye’nin önceden beri tarım politikaları oluşturma konusunda tarım envanteri,ve üretim planlaması gibi eksikliklerinin olduğunu belirten Bakan Eker, Bu eksikliklerin giderilmesi yolunda çok önemli bir çalışmaya imza attıklarını ve Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli? projesini hayata geçirdiklerini dile getirerek, ”Çiftçiye diyoruz ki; ‘Doğru ürünü, doğru yerde, verimlilik esasına göre ekersen sana prim desteği veriyoruz’. Bu 2009-2010 üretim sezonunda uygulanmaya başlandı. Bundan sonra bunu diğer ürünlerle ve diğer desteklerle de ilişkilendireceğiz. Örneğin gübre desteğini, toprak analizi ile ilişkilendirdik” diye konuştu.
İş adamları hayvancılığa yöneliyor
Türkiye’de hayvancılığın giderek profesyonelleştiğini ve bu alana yeni yatırımlar yapıldığını belirten Bakan Eker, başka sektörlerde büyük başarılar elde eden iş adamlarının hayvancılık sektörüne yöneldiğini vurguladı. Bakan Eker, Türkiye’de ette kayıt dışılık olduğunu, bunun kaçakçılıkla karıştırılmaması gerektiğini, sorunun önemli bölümünü kayıt dışılığın oluşturduğunu kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ”Adam gidiyor 100 tanesini kesiyor, 50’sini gösteriyor, 50’sini göstermiyor. TÜİK’in rakamına göre Türkiye’nin et üretimi 400 bin ton civarında. Niye? Bu kayda giren… Türkiye’de 11 milyon sığır var. Bunun böyle olmadığını hiç kimse söylemedi. Herkes bunu kabul ediyor. Biz küpeler taktık, hepsi kayıtlı. Desteklemeleri de biz buna göre ayarladık. Bizde yılda asgari 3,5 milyon sığır kasaba gidiyor. Türkiye’nin 27 milyon koyun, keçisi var. Türkiye’de üretilen et 1 milyon 150 bin ton civarında. Bunun TÜİK’e yansıyan rakamı 400 bin küsur ton… Bu bir sorundur.”
2007-2008 yıllarındaki şiddetli kuraklıktan hayvancılığın olumsuz etkilendiğine de işaret eden Bakan Eker, fiyatlara bakıldığında, 2002 baz alındığında, et fiyatlarının 2009’a kadar enflasyonun altında kaldığını söyledi. 1 Ocakta Güneydoğu Anadolu illerinde hayvancılık yapanlara yüzde 40 hibe desteği getirdiklerini hatırlatan Eker, bununla GAP bölgesinde 139, DAP bölgesinde de 141 yatırım projesinin hibe programına alındığını anlattı. Bakan Eker, bu kapsamda doğu ve güneydoğu?da 25 ilde 60 milyon lira hibe verdiklerini vurguladı.
Tarımın ağırlığı sanayiye kaydı
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük ise yaptığı konuşmada Türkiye’nin tarım potansiyeli açısından şanslı bir ülke olduğunu, gıda sektörünün de en rekabetçi sektörlerin başında geldiğini söyledi. İSO 500 araştırmalarında ilk 500’de 92, ikinci 500’de ise 105 gıda sanayisi kuruluşu bulunduğunu, birinci 500’de gıda sektörünün yüzde 19,6 ile istihdamda en fazla ağırlığa sahip sektör konumunda olduğunu kaydeden Küçük, ”Tarım ve hayvancılığımızda sorunlar ne kadar hızlı çözüme kavuşursa, gıda sektörümüz de o kadar hızlı ilerleyecek demektir” dedi.
Ekonomide tarımın ağırlığının sanayiye kaydığını, ancak toplam istihdam içinde tarımsal istihdamın payının yeterince azaltılamadığını belirten Küçük, ”İstihdamımızın yüzde 25’i tarımda, ama yüzde 2,5-5 düzeylerinde tarımsal istihdama sahip ülkeler kadar üretim yapamıyoruz. Düşük verim, nüfusun en temel gıda maddelerinden mahrum kalmasına veya ancak çok yüksek fiyatlarla ulaşabilmesine yol açıyor” diye konuştu.
Küçük, son yıllarda sütte yüzde 25 civarında bir verim artışı sağlandığını, tavukçuluk sektöründe gelinen noktanın gelişmiş ülkelerden geri olmadığını dile getirerek, kırmızı et üretiminde artışın biraz daha sınırlı kaldığını kaydetti. Tanıl Küçük, işsizlik ve verimlilik sorunlarını çözmek için sanayide olduğu gibi tarım sektöründe de yatırımları artırmanın öneminin altını çizdi.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.