Kadıköy 5. İcra Mahkemesi tarafından 10 Mayıs 2010 tarihinde verilen borçlunun şahsı borçlarından dolayı kişisel malvarlığı yanında şirketin mallarına da başvurulabileceği kararı, Türk hukukunda devrim yaratabilecek nitelikte bir karar olduğu açıklandı. Bu karara dayanarak Mert Van Avukatlık ve Danışmanlık tarafından yapılan açıklama göre, artık şirket ortaklarının kişisel alacaklıları, alacak hakkına sahip olmalarını sağlayan hukuki ilişki şirketi ilgilendirmese dahi şirket değerlerine doğrudan başvurabilme hakkına sahip olabilecekler. Bu yolla artık alacaklılar, alacaklarını elde edebilmek için borçlunun sahsı malvarlığınla birlikte, şirket malvarlığına da başvurabilecek ve alacaklarını elde edebilmek için daha geniş imkânlara sahip olabilecekler. Bu durumda şirketin diğer ortakları, ortaklardan birinin alacaklısının şirket mallarına başvurup alacağını elde etmesi durumunda zor duruma düşecekler.

Uygulama nasıl olacak?

Konuyla ilgili genel düzenleme getiren TTK. madde 145’e bakıldığında ise, kanun şirket ortaklarından birinin sahsı alacaklısının, öncelikle ortağın kişisel malvarlığına başvurmasını, eğer buradan alacağını tam olarak elde edemiyorsa bu durumda çok sınırlı olarak kanunda gösterilen hallerde şirket değerlerine başvurabilmesini belirtmektedir. TTK. madde 145’e göre “Bir şirket devam ettiği müddetçe ortaklardan birinin sahsı alacaklıları haklarını ancak şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından ve şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından alabilirler. Henüz bilanço tanzim edilmemişse alacaklı bilançonun tanzimi neticesinde borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine ihtiyati hacız koydurabilir. Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketle anonim şirketlerde alacaklılar, borçlularına ait bulunan hisse senetlerini haczettirebilirler. Yukarıdaki hükümler borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına, alacaklıların müracaat hakkını ihlal etmez.” Yani bu maddeden de anlaşılacağı üzere, şirket ortağının sahsı borç ilişkisi gereği borçlandığı alacaklıları alacaklarını ancak o ortağa düşen kar payından veya şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından alabileceklerdir.

Sonuç olarak; Kadıköy 5.İcra Mahkemesi tarafından verilen kararın bu kanun maddesine aykırı olup olmadığı yapılacak olan yoruma göre belirlenecektir. Buna göre eğer borçlu, şirketin kaynaklarını kullanmaksızın tamamen sahsı malvarlığında yer alan değerlere yönelik olarak karsı tarafla yapmış olduğu işlem gereği borç altına girmişse bu durumda ilgili alacaklı şirket malvarlığına yönelik hacız yolu ile takibe girişemeyecektir ve bu halde verilen karar hukuka aykırı olacaktır. Alacaklının başvuramayacağı şirket değerleri şirketin menkul, gayrimenkul ve şirketin devamını sağlayacak şekilde olan hesaplarıdır. Bunlar dışında alacaklı, yapılan ilişki her ne kadar sahsı borç ilişkisi niteliğinde dahi olsa şirketin malvarlığına başvurabilmelidir. Çünkü şirketin bu değerler dışında sahip olduğu gelirleri, şirket sahibinin kişisel malvarlığı içerisinde yer alacağından bunlara yönelik hacız yolu ile takibe girişilebilecektir. İşte karar bu şekilde yorumlandığında ise, hukuka uygun olarak verilmiş kabul edilebilecektir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın