Uluslararası Yatırımcılar Derneği YASED, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından hazırlanan ve tüm dünyada eşzamanlı olarak duyurulan 2010 Dünya Yatırım Raporu, UNCTAD temsilcisi Kalman Kalotay ve YASED Genel Sekreteri Mustafa Alper?in sunumlarıyla kamuoyuna açıkladı. Rapor, tüm dünyayı saran krizle birlikte uluslararası yatırımların geldiği noktayı ortaya koyarken, doğrudan yatırımlarını sürdüren yatırımcıların hangi ülkeleri tercih ettiklerini, Türkiye?nin dünya ligindeki ve gelişmekte olan ülkeler sıralamasındaki yerini gösteriyor ve diğer çeşitli yatırım trendlerini analiz ediyor. UNCTAD temsilcisi Kalotay, raporda yer alan global uluslararası doğrudan yatırımlarda trendler, dünyada yatırım politikalarında gelişmeler ve raporun bu yılki alt başlığı olan iklim değişikliği ve çok uluslu şirketlerin bu süreçteki rolü konusunda bir sunum yaptı.

Türkiye genel sıralamada 32., gelişmekte olan ülkeler arasında 15. sırada

YASED Genel Sekreteri Mustafa Alper?in yaptığı açıklamaya göre en fazla uluslararası doğrudan yatırım (UDY) çeken ilk beş ülke ABD, Çin, Fransa, Hong Kong ve İngiltere oldu. Türkiye çektiği 7,6 milyar dolarlık UDY ile en çok yatırım çeken ülkeler arasında 32. sırada yer aldı. Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasındaki sıralamada bu yıl 15. sırada yer aldı. Türkiye geçtiğimiz yıl genel sıralamada 20., gelişmekte olan ülkeler arasında ise 9. sırada yer almıştı.

Alper sunumlar sırasında dünya genelinde uluslararası doğrudan yatırım (UDY) girişlerinin 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 37 düşüşle 1,1 trilyon dolar olarak görüldüğünün altını çizdi. Krizin etkilerinin sınırlı kaldığı 2008 yılında düşüş yüzde 16 iken, 2009 yılında daha keskin bir düşüş olduğuna dikkat çekti. Alper, Türkiye?ye UDY girişlerinde 2008 yılında düşüş yüzde 18 iken, 2009 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 58 düşüşle global girişlerdeki düşüşün oldukça üzerinde bir oranda gerçekleştiğini belirtti.

Uluslararası doğrudan yatırımlarda düşüşünün nedeni

YASED Genel Sekreteri Mustafa Alper; ?UDY girişlerindeki düşüşün nedenleri temelde küresel krizin daralttığı finansman olanakları ile ilişkili olduğu görülmekte. Bu nedenle yatırımlar, şirketler arası borçlanma ve yeniden yatırıma dönüşen kazançlar, çokuluslu şirketlerin yabancı bağlı ortaklıklarının karlarında, birleşme ve satın alma işlemlerinde azalma görüldü? dedi. Gelişmekte olan ülkelerin hem girişler hem de çıkışlardaki paylarının önemli ölçüde arttığını belirten Alper, düşüşün daha da keskin olmamasında gelişmekte olan ülkelerin performansının önemli rol oynadığını ifade etti. 2009 yılında en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkenin bir önceki senede olduğu gibi ABD olduğunu açıklayan Alper, gelişmekte olan ülkeler arasında olan Çin?in, çektiği 95 milyar dolarlık yatırım ile bu yıl ilk defa 2. sırada yer aldığını belirtti.

Mustafa Alper 2009 yılında, en büyük uluslararası doğrudan yatırımcılar olarak ABD ve Fransa başta gelirken, gelişmiş ülkeler kaynaklı yatırımların toplam uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 75?ini oluşturduğunu belirtti. Alper, Türkiye?nin 1,6 milyar dolarlık dış yatırımı ile 45. sırada yer aldığını belirtti. Rapora göre 2009 yılı itibari ile toplam uluslararası doğrudan yatırım stoku 17,7 trilyon dolar oldu. ABD ve Fransa en fazla uluslararası doğrudan yatırım stokuna sahip ülkeler olarak ön plana çıktı. En fazla stoka sahip gelişmekte olan ülkeler ise Hong Kong, Çin, Brezilya, Singapur, Meksika, Brezilya ve Rusya oldu. Gelişmekte olan ülkelerin payı yüzde 30 iken, Türkiye 77,7 milyar dolarlık stoku ile 39. sırada yer aldı.

2009 yılında uluslararası doğrudan yatırımların gelişmiş ülkelerde yüzde 44 düşüşle 566 milyar dolara, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 27 düşüşle 548 milyara gerilediğini belirten Alper, gelişmiş bölgelerin doğrudan yatırımlardan aldıkları payın azalırken, gelişmekte olan bölgelerin paylarının arttığına dikkat çekti. Alper konuşmasına; ?Avrupa uluslararası doğrudan yatırımlardan en fazla pay alan bölge oldu. Gelişmekte olan bölgeler arasında ise geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Güney ve Doğu Asya öne çıkıyor. Türkiye, raporda Batı Asya ülkeleri arasında yer alıyor ve bu yıl bölgesinde 3. sırada. Bölgede Suudi Arabistan 1. sırada yer aldı. Raporda 2008 yılı itibari ile global UDY stoğunda hizmet sektörünün yüzde 63 payı bulunuyor. Dünyada uluslararası birleşme ve satın alma işlemlerinin toplam değerinin, 2009 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 65 azalarak 250 milyar dolara gerilediği görüldü. 2009 yılında küresel olarak 1 milyar dolar ve üzerinde değere sahip 108 adet uluslararası birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşti. Yeni greenfield projeler tarafında ise UNCTAD?ın kaynak gösterdiği Financial Times fDi Markets verilerine göre, 2009 yılında açıklananın ve gerçekleştirilen toplam 13 bin 727 greenfield proje bulunuyor. Bunlardan 6 bin 249?u gelişmiş ülkeler, 7 bin 478?i gelişmekte olan ülkelere gitti. Türkiye 153 proje ile 25. sırada yer aldı? diyerek devam etti.

Son yıllarda, düşük karbon ekonomisi ilişkin arayış hız kazandı

Son yıllarda, düşük karbon ekonomisine ilişkin arayışın hız kazandığına dikkat çeken Kalotay, 2010 Dünya Yatırım raporunun alt başlığına ilişkin olarak çok uluslu şirketlerin bu konuda oynayabilecekleri rollerin oldukça büyük olduğunu belirtti. Kalotay, çok uluslu şirketlerin düşük karbon UDY?leri şimdiden büyük tutarlara erişmiş olup, bu yatırımların gelecekte daha da hızlı büyüyebilecek potansiyele sahip olduklarını belirtti.

Geleceğe yönelik beklentiler

UNCTAD temsilcisi Kalman Kalotay ortaya çıkan tabloyla ilgili dünya ekonomisinde kırılganlığın devam ettiğini, global uluslararası doğrudan yatırım akışlarında 2009 yılındaki keskin düşüşün ardından 2010 yılında hafif bir toparlanma beklendiğini, kriz öncesinde aşılmış olan 2 trilyon dolar seviyesine ise ancak 2012 yılında tekrar ulaşılmasının mümkün olabileceğini belirtti. YASED Genel Sekreteri Mustafa Alper gelecek beklentileriyle ilgili; ?Türkiye açısından 2010 yılı ilk 5 ayındaki 2,7 milyar dolarlık girişe paralel 7 milyar dolar civarındaki bir yılsonu rakamı beklentimiz var. Bu rakamın geçtiğimiz yılki rakamla oldukça yakın olmasını bekliyoruz. Birleşme satın alma ve özelleştirme işlemleri açısından da 2010 yılının durgun geçmesi 10 milyar dolar seviyesine bir toparlanmayı mümkün kılmadı? dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın