Sosyal çevreyle iletişim kurma yollarından dil ve konuşma, kendimizi ifade etmemizde önemli bir rol taşıyor. İletişim gücü yüksek olan çocuklar hayatlarında daha başarılı bir yol çiziyorlar. Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü’nden Konuşma ve Dil Terapisti Birgül Çay “İyi düzeyde konuşma ve dil becerisine, iletişim gücüne sahip olan çocuklar hayata daha kolay başlayabilirler. Bu yetiler onların arkadaşlıklar kurmalarına, kendilerini kolayca ifade edebilmelerine, sosyal bir varlık olarak gelişebilmelerine ve daha iyi öğrenebilmelerine yardım eder. İletişim problemine sahip çocuklar sıkıntı, sosyal izolasyon yaşayabilir ve kapasitelerinin altında bir akademik başarı gösterebilirler. Konuşma ve dil becerilerinin okuma, yazma ve okul başarısı ile olan ilişkisi birbirinden ayrılamaz” dedi.

Çevremizle iletişim kurarken çeşitli yöntemler kullandığımız hatırlatan Konuşma ve Dil Terapisti Birgül Çay, “Beden dili, göz kontağı, mimik (yüz ifadeleri), jest (el hareketleri), sesimizin tonu, bunlardan sadece birkaçıdır. Konuşma, dil ve sosyal iletişim becerileri de kendimizi ifade etmemize, birbirimizi anlamamıza yarayan en temel yetilerdir. Bu sayede çevremizle sosyal ilişkiler kurabilir ve devam ettirebiliriz” diye konuştu. Birgül Çay’ın verdiği bilgiler şöyle:

Çocukların konuşma ve dil becerileri, iletişim yelpazesinin sadece bir parçasıdır. O yüzden bu alanda yapılacak değerlendirmede, bu becerilerin oluşması için gerekli olan tüm temel basamaklar da incelenmelidir. Örneğin, çocuğun dikkat ve dinleme seviyesi, oyun becerileri, konuşulan dili anlaması, kendini ifade edebilme yeteneği, ses düzeni bilgisi ve kullanımı ve sosyal becerileri (göz kontağı, beden dili, sırasını bekleyebilmesi vb.) bir bütünün vazgeçilmez parçaları olarak değerlendirilmelidir.

Aile ve anaokulu/okul ile kurulacak diyaloglar, gerektiğinde çocuğun birlikte çalıştığı diğer eğitim ve sağlık alanından profesyoneller (özel eğitim uzmanı, nörolog, pedagog vb) ile yapılacak ekip çalışması iletişim sorunu yaşayan bir çocuğun ve ailesinin yaşam kalitesini arttırmak ve doğru bir hizmet sunabilmek için gereklidir.

Çocuklar özellikle (0-5) yaş arasında çeşitli sebeplerden dolayı iletişim sorunu yaşayabilirler. Bu sebeplerden sadece bir kaçını şöyle sıralayabiliriz:

? Konuşma ve dil gecikmesi ve/veya bozukluğu kalıtımsal veya nörolojik kökenli olabilir.

? İşitme, görme sorunlarının, fiziksel engelin (örn: serebral palsi), uzun süreli orta kulak enfeksiyonlarının (otitis media) yaşanması,

? Uyaran azlığı; çocukla iletişim kuran kişilerin, onunla yeterince kaliteli zaman geçirememesi,

? Çocuğun yüz kaslarının gelişiminin yavaş olması ve koordineli olarak çalışma güçlüğü gibi.

Konuşma, dil ve sosyal iletişim sorunlarının temeli ne olursa olsun erken tanı ve tedavinin önemi artık tüm dünyada kabul edilmiştir. İletişim sorunlarının iyileştirilmesi ve mümkünse giderilebilmesi için çocuğa, aileye ve okula verilecek destek, (0-5) yaş dönemi arasında büyük önem taşımaktadır. Çocukların konuşma ve dil becerilerinin bu yaş dönemi içinde hızla gelişebildiği gözlemlenmiştir.

Çocuğunu en iyi tanıyan, onunla en çok zamanı geçiren kişilerdir. Bu sebeple, konuşma ve dil terapisinden olumlu sonuçlar almak için çocuk, ailesi, okulu, konuşma ve dil terapisti ve gerekli diğer profesyoneller tarafından oluşturulacak multidisipliner bir ekip çalışması vazgeçilmezdir.

Amerikan Hastanesi Pediatri Polikliniği Konuşma Ve Dil Terapisi Bölümü?nde aşağıdaki iletişim sorunları üzerinde çalışılmaktadır:

> Konuşma ve Dil Gecikmesi: Çocuğun konuşma ve dil yetileri (örneğin; kelime haznesi, kurduğu cümle uzunluğu ve çeşitliliği) yaşıtlarına benzer bir yolda ancak daha yavaş gelişebilir.

> Konuşma ve Dil Bozukluğu: Çocuğun dil ve ses kullanımı yetileri yaşından beklenen gelişimsel adımlardan farklı olarak gelişebilir. Çocuk kendince yarattığı dilde konuşabilir. Kelime bulma güçlüğü yaşayabilir. Kelimeleri karıştırabilir. Cümle kurabilme yetileri çok kısıtlı olabilir. Kendini sözel olarak ifade etmek yerine; mimik, jest ve beden dilini kullanmayı seçebilir. Çocuk ile yaşıtları arasındaki dil gelişimi farklılığı barizdir.

> Artikülasyon Bozuklukları: Çocuğun özellikle sesleri doğru olarak algılama ve yüz kaslarını koordineli olarak kullanıp, üretmek gibi sorunları olabilir. Örneğin; bir sesi (b), birden farklı şekilde üretebilir (b/= /m,p,t). Konuşurken seslerin yerlerini değiştirebilir. Kelime içindeki heceleri düşürebilir veya yerlerini değiştirebilir. Alfabemizdeki bir çok sesin bu kadar farklılık ile üretildiğini düşünürsek, artikülasyon bozukluğuna sahip bir çocuğun kendini rahatça ifade edebilmesi ve başkaları tarafından anlaşılması oldukça zordur.

> Kekemelik: Özellikle çocukların (2-5) yaşları arasında yaşadıkları bir konuşma bozukluğudur. Birden fazla faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. Örneğin, kelimelerin ilk sesleri, heceleri veya kelimenin kendisi birden fazla tekrar edilebilir. Toplumumuzda yerleşmiş kanının tersine erken teşhis ve tedavi ile çocuğa yardım etmek olumlu sonuçlar doğurmaktadır.

> Yaygın Gelişimsel Bozukluk: Özellikle konuşma ve dilin geç gelişmesi, hayal gücünü gerektiren evcilik tarzı oyunların oluşmaması ve çocuğun belli takıntılarının olması (katı yemek yememek, oyuncakları dizmek vb.) yaygın gelişimsel bozukluğu betimleyen üç ana alan olarak gösterilmektedir. Çocuğun çevre ile kurduğu sosyal iletişim isteği kısıtlıdır. Örneğin, gözle kurduğu iletişim, işaret etme yetisi geç gelişebilir. İsmi çağrıldığında dönüp bakmayabilir. Arkadaşlarına ilgi göstermeyebilir veya kendi dünyasında olmayı tercih edebilir. Erken tanı ve tedavi, etkin multidisipliner ekip çalışması ile özellikle (0-5) yaş diliminde büyük önem taşımaktadır.

> Oral-motor Güçlükleri: Konuşma ve dilin gelişebilmesi için doğru nefes kullanımı, dudak, dil, çene, küçük dil olmak üzere yüz kaslarının koordineli olarak kullanılabilmesi gereklidir. Isırma, çiğneme, yutma gibi sorunları olan çocukların artikülasyon ve dil sorunlarına da sahip oldukları görülmektedir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın