Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği?nin (TKYD) ?Aile Şirketleri Yönetim Rehberi? tanıtımında konuşan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı Hüseyin Erkan, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye?de de ekonomik faaliyetlerin büyük kısmının aile şirketlerince gerçekleştirildiğini söyledi. Erkan, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik faaliyetlerin büyük kısmının aile şirketleri tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir. Bilindiği üzere, aile şirketleri genellikle ‘grup şirketleri’ olarak faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Oluşturulan bu yapıdan dolayı, gruptaki şirketlerin birinde veya birkaçında finansal sorunlar ortaya çıkması durumunda, gruptaki diğer şirketler tarafından gerekli desteklerin anında verilebildiği ve bundan dolayı ülkede yaşanan ekonomik krizlerden çok daha az etkilenebildikleri savunulmaktadır. Ancak söz konusu aile şirketlerinin gerekli kurumsallaşmayı şirketlerine uygulayamamaları ve şirketlerin ilk kuşaklardan sonraki kuşaklara geçişlerinde sorunlar yaşadıkları için faaliyet ömürleri maalesef uzun olamamaktadır” dedi.

KOBİ’ler halka açılmayı, ciddi olarak düşünün

Türkiye’deki aile şirketlerinin faaliyet ömürlerinin dünya geneli ile çok farkı olmadığını belirten İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, “Türkiye’de ve dünyada aile şirketlerinin ömürlerinin yaklaşık 25-30 yıl olduğu, görülmektedir. Ancak dünyada Türkiye’den farklı olarak söz konusu süreden çok daha fazla ömürlerini devam ettiren şirket örneklerini görmek mümkündür. ABD’de kayıtlı şirketlerin yüzde 90’ı, İspanya’da yüzde 80’i, İtalya’da yüzde 95’i, İsviçre’de yüzde 85’i ve Türkiye’de de yüzde 95’i aile şirketidir. Yapılan araştırmalara göre, aile şirketlerinin çoğunluğu birinci kuşakta yok olmakta, üçüncü kuşakta yaşayan aile şirketlerinin sayısı ise oldukça düşük kalmaktadır. ABD’de yapılan bir araştırmada, birinci kuşakta son bulan aile şirketi sayısı yüzde 80, ikinci kuşağa ulaşanların oranı yüzde 16, üçüncü kuşağa ulaşanların oranı yüzde 4’tür. O halde şunu özellikle vurgulamak istiyorum ki, büyük emeklerle kurduğunuz ve belli bir aşamaya getirdiğiniz şirketinizin ömrünü ‘sürdürülebilir’ kılmak ve şirketinizi büyütebilmek için ‘halka açılmayı’ ciddi olarak düşünün” diye konuştu.

İMKB’nin uzakta bir borsa olmadığını söyleyen Hüseyin Erkan, ?İMKB, Türkiye?nin borsası. Gaziantep?teki, Hakkari?deki, Artvin?deki bir şirket çok rahatlıkla İMKB?ye ulaşıyor. İMKB?de Türkiye?nin her tarafından temsil var. Dolayısıyla sadece büyük şirketlerin borsası değil, küçük ve orta ölçekli şirketlerin de yer aldığı bir borsa… Bugün en büyük 1000 şirketimizin yaklaşık 120?si borsamızda kote. Halbuki Borsa?da 315 şirket var? dedi.

Kurumsal yönetim kollektif bir süreç

Türkiye’de aile şirketlerinin kurumsallaşması yönünde ciddi çalışmalar olduğunu hatırlatan İMKB Başkanı Erkan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Aile şirketlerinin ülkedeki ekonomik faaliyetlerdeki aldıkları büyük pay dikkate alındığında, kurumsal yönetimin aile şirketlerine uygulanmasının gerekli ve çok önemli bir süreç olduğu ortaya çıkmaktadır. Aile şirketlerinde kurumsal yönetim, yalnızca kurucu aile büyüğünün ve aile bireylerinin gerçekleştirebileceği bir süreç olarak görülmemelidir. Kurumsal yönetim kollektif bir süreçtir. Dolayısıyla bir öğrenme ve değişim süreci ve buna bağlı olarak da geçiş ve uyum maliyeti bulunmaktadır. Türkiye’de kurulu aile şirketlerinin kurumsal yönetim ile ilgili uygulamalarının ileri bir düzeyde olduğunu söylememek mümkün olmasa da bu konuda özellikle son dönemde TKYD’nin de önemli katkıları ile ilerlemeler olduğunu söyleyebiliriz. Aile şirketlerinin bir çoğu ‘patron şirketi’ olarak faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bunlardan halka açılarak borsamızda hisse senetleri işlem gören şirketler ise, kurumsal yönetim ilkelerinin gereklerini daha hızlı ve kolay yerine getirebilmektedir.

Şirket hisselerinin halka arz edilmesi, alternatif ve düşük maliyetli bir fon sağlama aracı olarak görülebileceği gibi, kurumsallaşmaya ve kurumsal yönetime geçişin bir aşaması olarak da görülmesi mümkündür. Halka arz kararı verilmesi, aile şirketinin her iki amacı da aynı anda hayata geçirmeleri olanağını verecektir. Dolayısıyla, aile şirketlerinin halka açılarak İMKB’de işlem görmeye başlamaları, hem şirketlerin kurumsallaşmayı ve iyi kurumsal yönetim uygulamalarını artıracak, hem de şirketlere düşük maliyetli finansman kaynağı yaratma, geniş tanıtım imkanları, marka değerini yükseltme gibi pek çok avantaj sağlayacaktır. İMKB’de işlem gören piyasa değeri büyük şirketlerin içinde yer aldığı İMKB 30 endeksi içindeki şirketlerin 15’in aile şirketi statüsünde olduğu dikkate alındığında, aile şirketi olunmasının İMKB’de işlem görmeye bir engel olmadığı, aksine birçok büyük aile şirketinin bunu tercih ettiği görülmektedir.

Erkan konuşmasında, İMKB’nin ilgili kurumlarla birlikte başlattığı “Halka Arz Seferberliği” çalışmaları kapsamında 6-7 Mayıs 2010 tarihlerinde, halka açılmayı düşünen şirketler ile halkla arzlarda rol alan tüm tarafları biraraya getirecek, “İstanbul Zirvesi’ni düzenlediğini hatırlattı.

Kurumsallıkla, kurumsal yönetim birbirine karışıyor

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt ise kurumsallıkla, kurumsal yönetimin birbirine karıştırıldığını hatırlatarak, “Herkesin yönetim kalitesine yatırım yapması zorunlu hale gelmiştir” dedi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir yanıt yazın